Ana içeriğe atla

KIBRIS BARIŞ HAREKATININ 41.YIL DÖNÜMÜ'NÜN ARDINDAN...

KIBRIS BARIŞ HAREKATININ 41.YIL DÖNÜMÜ'NÜN ARDINDAN...

Victor Hugo'nun Yunan isyanını anlatan meşhur şiirinde ki sarışın mavi gözlü Yunan çocuğu ;

"Arkadaş ,vereceksen eğer:bana biraz ateş ve barut ver."demiş,
  Osmanlı'ya karşı  1828 yılında isyan başlatarak  Batı'dan aldığı yardımla (Navarin olayı)  Yunan devletini   kurmuştu.Yunan devleti o tarihten sonra  sürekli Türklerin aleyhine genişlemiştir...
Sıra Kıbrıs'a gelmişti...
Kıbrıs tarih boyunca Fenikeliler, Mısır, Roma ,Müslümanlar ,Tapınak Şovalyeleri,Venedikler Osmanlılar ve nihayetinde hileyle İngiliz yönetiminde olmuş ama asla Yunan yönetiminde kalmamıştı.
Kıbrıs coğrafi olarak Avrupa da sayılamazdı...
Rumlar Kıbrıs'ı ilhak etmek için
Bu kez Balkan çetnikçiliğinin zalimliğini yöntem olarak seçtiler.

1963 yılının kanlı noeli'nde Lefkoşa'nın kumsal semtinde Türk alayı doktoru Binbaşı Nihat İlhan'ın evine baskın yapan Rum çeteler , banyo odasına sığınan binbaşının  eşi Mürüvvet ve çocukları 6 yaşında ki  Murat , 4 yaşında ki Kudsi, henüz 6 aylık olan Hakan'ı makineli tüfeklerle delik deşik ederek öldürdüler...

Bu tarz katliamlar neredeyse her gün yaşanır  olmuştu.

Türk kamuoyunda bu katliamlar infial yarattı...
Stratejik açıdan Türkiye'nin Kıbrıs'ı Yunan'a bırakması demek güneyden de kuşatılması olurdu ki devletin bunu kabül etmesi mümkün değildi.
Yönetime hangi hükümet gelirse gelsin, Kıbrıs'a müdahale  için hazırlık yapıyordu...

Nihayet 1974 yılında Kıbrıs'a müdahale için şartlar oluştu...
Sovyet ABD  bloku soğuk savaş dengeleri, Arap İsrail sorunları, ABD'nin watergate skandalı gibi hususlar konjektörü Türkiye'nin lehine çevirdi.
Dönemin CİA şefi  ABD yönetimine " Türkler için kıbrıs, bir milli şeref ve taahhüt konusu olmuştur.Kıbrıs konusuna esas olarak bir masraf ve çıkar karşılaştırmasıyla bakmıyorlar." diyerek müdahaleyi işaret ediyordu...

Amerikan 6.filosu da Akdeniz'e girmedi...

Ada da garantör olan İngilizler ordumuzun  adaya olası müdahalesini  askeri olarak önleyemeyeceklerine dair raporlar  hazırlarken haklılardı. İkinci bir Navarin olayına müsade etmeyecek savaş uçaklarımız İngilizler'in olası karşı müdahalesi için Adana'da  hazır bekliyordu.

İngilizler yine  de çıkarna essadında ordumuzun koordinatlarını Rumkara vermekten geri durmadılar ve  nükleer savaş gemilerini Kıbrıs sahillerine getirmekten çekinmediler...
Çıkarmaya katılan  1.İnönü denizaltısı müretebatından   Elektirik Astsubay Hilmi Durgun müdahale günü 20 Temmuz'da o anları  şöyle anlatıyor;

"...Bir İngiliz nükleer denizaltısı bizi yakaladı. Bizden çok daha gelişmiş ve güçlüydü ama karşılık vermeye hazırdık. Sonar operatörümüz bize bir torpido gönderdiğini söyledi. Hepimiz birkaç saniye sonra gerçekleşecek patlamaya hazırladık. Gözlerimizi ve kulaklarımızı kapayıp patlamayı bekledik. Ben o an çocuklarıma veda bile edemeyeceğimi düşündüm. Ama patlama olmadı ya da bize isabet etmedi. Sonradan nükleer denizaltıların savaş durumunda yanıltıcı torpido sesi yolladığını ve hemen oradan uzaklaştığını öğrendik. Yani bizimle savaş oyunu oynamıştı ve bizi denemişti. Biz de torpido ile karşılık versek savaş sebebi sayabilir bizi batırabilirdi..."
 20 Temmuz 1974 de saat 07.15 de askeri harekat başladı.

Ordumuz, Kıbrıs'a yaklaşırken Türk tarihinde hiç yaşanmamış bir görünüm oluştu. Denizde 43 gemiden oluşan konvoy onun üzerinde 72 helikopter ve  helikopterlerin üzerinde 3 koruyucu jet uçuyordu. Karşıdan, paraşütçüleri atıp V düzeninde geri dönen 36 büyük uçak göründü. Bütün tarihimiz  boyunca ordumuzun en güçlü haliydi.Dünyada 72 helikopterin katıldığı ilk harekâttı.ABD bile Vietnam da bu denli harekat  gerçekleştirmemişti...

Dünya kamuoyu   müdahalede ilk etapta bizi haklı gördü.Ateşkes ilan edildiyse de 40 bin kişilik  ordumuz adada  dar alanda riskte kalamazdı.İkinci kez müdahale ettik ve ordumuz adanın %38 kadar alanı yönetimi altına aldı.
İkinci müdahalede işgalci görüldük.ABD ambargo uyguladı.
Bazılarının "bunlar gazı, yağı karneyle dağıtıyordu" edebiyatı bu savaşın bedelidir.
Kim ne derse desin Kıbrıs Barış Harekatı ödenilen bedele değerdir.Harekat doğru zamanda doğru zeminde yapılmıştır.
Kıbrıs Barış Harekatı hakkında daha fazla etkinlik düzenlenmeli,okullarda ders programlarında daha çok yer verilmeli milli birlik beraberlik projelerinde gündemde tutulmalı ve devletimizce daha geniş kitlelere aktarılmalıdır...
Unutmayalım ki;
Yıllar sonra Bosnada aynı çeteler Srebrenitsa da katliam yaptıklarında onları koruyacak bir ordu yoktu...
Başbağlar da halkımıza katliam yapan PKK çeteleri halen  pusuda bekliyor.
Bugün Suriye Irak'ta PYD ve IŞID vahabi çetelerinin katliamlarını izliyoruz.Bizi koruyan  tek güvencemiz ordumuz aynı zamanda milli birlik ve beraberliğinin teminatı...
Bu vesileyle milletimizin ordusuyla birlik beraberlik içinde  gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı şehitlerini bir kez daha saygıyla  anıyor, allahtan rahmet diliyorum.
Demokrat Hukukçular
Av Musa Baykal

http://www.dorukturk.tv/makale/av-musa-baykal/kibris-baris-harekatinin-41yil-donumunun-ardindan/107.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, söz konusu hizmetle

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlara uygu

İYİ PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANI SN SATUK BUĞRA KAVUNCU'YU ZİYARETİMİZ,

İstanbul  İYİ Parti il Başkanı Sn Saltuk Buğra Kavuncu'yu HUSİAD olarak  yöneticimiz Sn Hasan Tunaboylu,kurucumuz Sn Dr Dursun Çiçek, yöneticilerimiz,Sn Yusuf Bayrak  ,Sn Metin Gün,Dr Beyzade Özkahraman, Cahit Bahçeci,Temel Yıldırım,Adem Özdemir, Av Sandra İsabella Tarancı ,Av  Muhammet Yiğit ile ziyaret ettik... Sn Başkan Kavuncu İYİ Parti İl Başkanlığı'nın yerel seçimler hakkındaki çalışmaları konusunda bilgiler verdi, Bizde düşüncelerimizi aktardık. İl Başkanı Sn Kavuncu'yu il  kongresinde ki birleştirici çalışmalarından dolayı tebrik ettik. İl teşkilatı çalışmaları, Çin zulmune karşı Doğu Türkistanlılara verdiği destek, yerel seçimlerdeki gerek İstanbul İYİ Parti il teşkilatının gerekse ,CHPlilerin de takdirini kazanan özverili çalışması, eşsiz samimiyeti ve mütevaziliği ile Sn Kavuncu'yu,İstanbul'u anlamış; irfan ehli ,zihni pak, gönlü temiz ,Türk İslam milliyetçisi  İfrit yayanlara karşı korkusuz ,davasına inanmış ve davası  uğruna hayli zahmet çekme