Ana içeriğe atla

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...

 Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş.

Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...

 Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor...

Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar.
Mağdur olacaklar...
Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek.

Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar.
, Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, söz konusu hizmetlerden yararlanılmadığı gerekçe gösterilerek bu ücretin ödenmesinden kaçınılamayacağı kabul edilmektedir.
(YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/13-598,K. 2005/613 T. 16.11.2005)

Eğer iş hanı kat mülkiyetine tabi ise  ana
gayrimenkulde kapıcı görevlerini üstlenen bir kişi olarak görülen odacıbaşı  ortak giderlerden
olan kapıcı parası ile ilgili konuda ;Kat Mülkiyeti  Yasasına göre kat maliklerine yada kiracılara karşı doğrudan istemde bulunma hakkı yoktur. Bu kişi yönetici gibi kabul edilerek kendisinde icra takibinde bulunma ve dava açma hakkı yoktur.
Ancak, kat malikleri kurulu kararı ile belirlenmiş bulunan kapıcı parasını (odabaşı ücreti), bu görevi üstlenen kişi de sorumlu oldukları
miktarda kat maliklerinden  ve sakinlerinden genel hükümler dairesinde
isteyebilir...
Yeni projeler geleneksel mesleklerin faaliyet alanlarına son verirken emektar insanları mağdur etmemelidir...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması Bir düşünür "İşkencenin en kötüsü, kanunla işkence etmektir." Derken çok haksız değildi. Son tahliyelerde farklı uygulamalar farklı yorumlar gerçekleşti.Bende kasten yaralama suçlarında denetimli serbestlik ve şartlı tahliye konusundaki düşüncelerimi paylaşmak gereği duydum. Kasten yaralama suçu TCK’nın 86 ,87 ve 88.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu suçun TCK 86 maddesinde düzenlenmiş halinde,hükümlünün koşullu salıverilmesi için ,671 sayılı KHK ya göre mahkum olduğu cezanın 1/2 sini cezaevinde geçirmesi gerekir. Hükümlünün denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için açık cezaevine çıkma hakkına sahip olması gerekir.Bu husus denetimli serbestlik indiriminden faydalanması için çok önemlidir. TCK 86 maddesinin cezası bir yıldan 3 yıla kadar hapistir.(86/1) Eğer mağdurun yarası basitse dört aydan bir yıla kadar hapistir.(Şikayete tabidir) Eğer üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe karşı ya da beden veya ruh bakımı...

"Yargıç doğru karar verseydi, belki de suçlu suç işlemezdi." Dostoyevski...

"Yargıç doğru karar verseydi, belki de suçlu suç işlemezdi." Dostoyevski... Hayat acımasızdır. Kimi zaman vicdanımızın kabul etmediği olaylarla karşılaşırız. Eğer bunlar adaletin içinde gerçekleşirse toplum hafızasında daha büyük yaralara neden olur. Aslında Adalet içinde  vicdana ters olan kararların çoğu yetersiz yasalardır. Bazen de hukuk uygulayıcılarının devletin uzun  koridorlarında   memur olarak yol alırken, düz mantık yürütmeleri sonucu toplumun sosyal adalet gerçeklerinden uzaklaşmalarına neden olur. Bir düşünür,  "Suçu toplum hazırlar ,suçlu işler" demiş. Bu millet ve onun kadim  devleti hiç bir zaman cezaevlerinin kapısına Dante’nin cehenneminin kapısındaki “Buraya girenler, bütün ümitlerinize veda ediniz” (Lasciati ogni sperenza voi che entrata) tümcesini yazmamıştır. Gazi Mustafa Kemal’in belirttiği gibi “Medeniyet demek, af ve müsamaha demektir. Affa, müsamahaya dayanmayan medeniyet ceberrute dayanan medeniyettir ki çöker. O, medeniyet...