" CUMHURBAŞKANI 'ÜLKENİN İYİLİĞİ' İÇİN ANAYASANIN 120 VE 122 MADDESİNDE Kİ YETKİLERİNİ KULLANMALIDIR
PKK çözüm sürecinde hazırladığı "kıra dayalı şehir gerilla savaşı"stratejisini Doğu ve Güneydoğu da en ince detayına kadar uygulamaya başladı.
PKK uyguladığı strateji uyarınca bu bölgelerde Suriye'nin kuzeyinde ki Kobani,Haseke ve Kamışlı gibi "kanton" adını verdikleri kurtarılmış bölgeler oluşturmak istiyor.
PKK kırsal da mayınlı bombalarla ordunun operasyon imkanını kısıtlayıp karargahından çıkamaz hale getirip,şehir de ise kurduğu pusularla polisi sindirmek istiyor.
PKK'nın legal görünümIü yapıları da toplum üzerinde PKK terörünü meşrulaştırıp suçu devletin üzerine atma görevini üstlenmiş.
PKK plan çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu da 12 ilçede çok aktif çalışma yürütüyor. Cizre, PKK'nın kantonlarına sınır olmasının avantajıyla PKK'nın en çok önem verdiği ve en yoğun terör eylemi gerçekleştirdiği yer.
Tüm kesimler,siyasi iktidarın,PKK'nın terör stratejisine karşı aldığı tedbirlerin yetersiz kaldığına neredeyse hem fikir...
Öyle ki onca husumete karşın, Kılıçdaroğlu,cumhurbaşkanına 'terörü bitireceksen'400 milletvekilini ben vereyim dedi.
Eylemlerin boyutu da bizi haklı çıkardı...
PKK mayınlı tuzak bombalarını o kadar yoğun kullandı ki Dağlıca'da 16 askerimizin şehit edildiği bölgede yollar mayın ile dolu olduğundan olay yerinden şehitlerin naaşlarını ancak bölge insanı alabildi.
Oysa başbakanımız şehit naaşlarını olay yerinden özel kuvvetlerin aldığını söylemişti.
Şehit sayısının geç açıklanması ve başka kaynaklar da vahim sayı da şehit olduğuna dair haberlerin gelmesi,gelecek tepkiler cumhurbaşkanımızı bile tedirgin etmiş olacak ki anayasamızın 104 ve 117.maddesine göre "Başkomutan" Cumhurbaşkanımız Dağlıca saldırısı ve şehitlerle ilgili açıklamayı Genelkurmay Başkanının yapmasını istedi.
Iğdır da yola döşenen mayınla şehit edilen 14 polisimizin de gerekli tedbirler alınmadığı,ihmaller yüzünden şehit olduğu ortaya çıktı.Hatta Iğdır Vali Yardımcısı bu olayda kendi dahil tüm ihmali olan sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu...
Tüm bu yaşanılan süreç de halk gidişattan endişelendi.Tepkisini sokağa taşıdı.
Ülkenin her yerinde göstericilerle bölücülüğe karşı "Hepimiz Askeriz,PKK'yı yeteriz"tarzında sloganlarla PKK ya gözdağı verirken, diğer taraftan iktidarı da daha fazla tedbir alması için sert bir şekilde uyarmış oldu.
Gösteriler sırasında yapılan taşkınlıklar sonuçtu.Amaç değildi.Gezi olaylarında da bir çok taşkınlıklar yapılmıştı.
Gezi de olduğu gibi suç işleyenler adalet önüne çıkarılması gerekir.
Doğu ve Güneydoğu da kamu güvenliği riski taşıyan bölgelerin tamamında şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle anayasamızın 120.maddesi uyarınca cumhurbaşkanın bakanlar kurulunu toplayıp milli güvenlik kurulunun da görüşünü alarak altı ayı geçmeyecek şekilde "olağanüstü hal" eğer olaylar "daha vahime" giderse anayasanın 122 maddesi uyarınca "sıkıyönetim" ilan edilmesi kararını alması gerekir.
Siyasi iktidar "Vali"nin aldığı kararla 2565 sayılı Askeri güvenlik bölgeleri yasasının 32/A maddesi uyarınca " geçici askeri güvenlik bölgesi" ve 5442 sayılı il idaresi yasasının 11 C maddesi uyarınca "sokağa çıkma yasağı" ilan çerçevesi ile yetinerek terörle mücadele etmeye çalışmaktadır.
Bu doğru değildir. Hukuksal olarak da valinin bu yetkileri tek başına kullanması uygun değildir.
Kaldı ki 5442 sayılı il idaresi yasasının 11 C maddesinde valinin sokağa çıkma yasağı ilan edebileceğine dair açık bir düzenleme de yoktur.Yasanın
kabahatlar yasasına göre sokağa çıkma yasağına uymamanın müeyyidesi"100TL idari para cezası"dır.
Nitekim,Silvan ve Cizre de sokağa çıkma yasağı kaldırıldığı halde hendekler açılmaya devam edilmiş güvenlik görevlileri şehit edilmiştir.Sokağa çıkma yasağı uygulanamaz hale gelmiştir.
Diğer yasak uygulanan yerlerde de sonuç farklı değildir.
Sokağa çıkma yasağı yetkisi,olağanüstü hal ilanı halinde,2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu 11/a maddesine göre olağanüstü hal bir ili kapsıyorsa il valisine, birden çok ili kapsıyorsa bölge valisine tanınan bir yetkidir.
Sıkıyönetim ilanı halinde ise 1402 sayılı sıkıyönetim yasasının 3.maddesi uyarınca sıkıyönetim komutanı sokağa çıkma yasağı ilan edebilir.
Valilikçe"Geçici askeri güvenlik bölgesi" ilan edilen yerler ,PKK'nın medya alanları dediği kontrol altında tutmaya çalıştığı yerlerdir.
Dağlıca da son saldırının gerçekleştiği yer de askeri güvenlik bölgesiydi.
565 sayılı Askeri güvenlik bölgeleri yasasının 32/A maddesi uyarınca "Vali", "askeri güvenlik bölgesi"ni gecikmesinde sakınca bulunan halde en fazla 15 gün için ilan edebilir.
Günü kurtaran taktik tedbirler bölgede ki tüm ilgililerin hayatını riske atacaktır.
Siyasi iktidarın seçimleri hesap ederek anayasal yetkilerini kullanmaktan çekinmesi halinde PKK'nın daha da güçlenmesine neden olacaktır.
Terörle mücadelenin 1990'lı yıllara geri dönüleceği şeklinde "hafif"propagandalarla sulandıranlara itibar edilmemelidir.
Vatandaşlarımızın ve güvenlik görevlilerinin yaşam hakkının ve milli birlik beraberliğin çok büyük tehlikede olduğu unutulmamalıdır.
Av Musa Baykal
Demokrat Hukukçular
http://www.dorukturk.tv/makale/av-musa-baykal/-cumhurbaskani-ulkenin-iyiligi-icin-anayasanin-120-ve-122-maddesinde-ki-yetkilerini-kullanmalidir/140.html
PKK çözüm sürecinde hazırladığı "kıra dayalı şehir gerilla savaşı"stratejisini Doğu ve Güneydoğu da en ince detayına kadar uygulamaya başladı.
PKK uyguladığı strateji uyarınca bu bölgelerde Suriye'nin kuzeyinde ki Kobani,Haseke ve Kamışlı gibi "kanton" adını verdikleri kurtarılmış bölgeler oluşturmak istiyor.
PKK kırsal da mayınlı bombalarla ordunun operasyon imkanını kısıtlayıp karargahından çıkamaz hale getirip,şehir de ise kurduğu pusularla polisi sindirmek istiyor.
PKK'nın legal görünümIü yapıları da toplum üzerinde PKK terörünü meşrulaştırıp suçu devletin üzerine atma görevini üstlenmiş.
PKK plan çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu da 12 ilçede çok aktif çalışma yürütüyor. Cizre, PKK'nın kantonlarına sınır olmasının avantajıyla PKK'nın en çok önem verdiği ve en yoğun terör eylemi gerçekleştirdiği yer.
Tüm kesimler,siyasi iktidarın,PKK'nın terör stratejisine karşı aldığı tedbirlerin yetersiz kaldığına neredeyse hem fikir...
Öyle ki onca husumete karşın, Kılıçdaroğlu,cumhurbaşkanına 'terörü bitireceksen'400 milletvekilini ben vereyim dedi.
Eylemlerin boyutu da bizi haklı çıkardı...
PKK mayınlı tuzak bombalarını o kadar yoğun kullandı ki Dağlıca'da 16 askerimizin şehit edildiği bölgede yollar mayın ile dolu olduğundan olay yerinden şehitlerin naaşlarını ancak bölge insanı alabildi.
Oysa başbakanımız şehit naaşlarını olay yerinden özel kuvvetlerin aldığını söylemişti.
Şehit sayısının geç açıklanması ve başka kaynaklar da vahim sayı da şehit olduğuna dair haberlerin gelmesi,gelecek tepkiler cumhurbaşkanımızı bile tedirgin etmiş olacak ki anayasamızın 104 ve 117.maddesine göre "Başkomutan" Cumhurbaşkanımız Dağlıca saldırısı ve şehitlerle ilgili açıklamayı Genelkurmay Başkanının yapmasını istedi.
Iğdır da yola döşenen mayınla şehit edilen 14 polisimizin de gerekli tedbirler alınmadığı,ihmaller yüzünden şehit olduğu ortaya çıktı.Hatta Iğdır Vali Yardımcısı bu olayda kendi dahil tüm ihmali olan sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu...
Tüm bu yaşanılan süreç de halk gidişattan endişelendi.Tepkisini sokağa taşıdı.
Ülkenin her yerinde göstericilerle bölücülüğe karşı "Hepimiz Askeriz,PKK'yı yeteriz"tarzında sloganlarla PKK ya gözdağı verirken, diğer taraftan iktidarı da daha fazla tedbir alması için sert bir şekilde uyarmış oldu.
Gösteriler sırasında yapılan taşkınlıklar sonuçtu.Amaç değildi.Gezi olaylarında da bir çok taşkınlıklar yapılmıştı.
Gezi de olduğu gibi suç işleyenler adalet önüne çıkarılması gerekir.
Doğu ve Güneydoğu da kamu güvenliği riski taşıyan bölgelerin tamamında şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle anayasamızın 120.maddesi uyarınca cumhurbaşkanın bakanlar kurulunu toplayıp milli güvenlik kurulunun da görüşünü alarak altı ayı geçmeyecek şekilde "olağanüstü hal" eğer olaylar "daha vahime" giderse anayasanın 122 maddesi uyarınca "sıkıyönetim" ilan edilmesi kararını alması gerekir.
Siyasi iktidar "Vali"nin aldığı kararla 2565 sayılı Askeri güvenlik bölgeleri yasasının 32/A maddesi uyarınca " geçici askeri güvenlik bölgesi" ve 5442 sayılı il idaresi yasasının 11 C maddesi uyarınca "sokağa çıkma yasağı" ilan çerçevesi ile yetinerek terörle mücadele etmeye çalışmaktadır.
Bu doğru değildir. Hukuksal olarak da valinin bu yetkileri tek başına kullanması uygun değildir.
Kaldı ki 5442 sayılı il idaresi yasasının 11 C maddesinde valinin sokağa çıkma yasağı ilan edebileceğine dair açık bir düzenleme de yoktur.Yasanın
kabahatlar yasasına göre sokağa çıkma yasağına uymamanın müeyyidesi"100TL idari para cezası"dır.
Nitekim,Silvan ve Cizre de sokağa çıkma yasağı kaldırıldığı halde hendekler açılmaya devam edilmiş güvenlik görevlileri şehit edilmiştir.Sokağa çıkma yasağı uygulanamaz hale gelmiştir.
Diğer yasak uygulanan yerlerde de sonuç farklı değildir.
Sokağa çıkma yasağı yetkisi,olağanüstü hal ilanı halinde,2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu 11/a maddesine göre olağanüstü hal bir ili kapsıyorsa il valisine, birden çok ili kapsıyorsa bölge valisine tanınan bir yetkidir.
Sıkıyönetim ilanı halinde ise 1402 sayılı sıkıyönetim yasasının 3.maddesi uyarınca sıkıyönetim komutanı sokağa çıkma yasağı ilan edebilir.
Valilikçe"Geçici askeri güvenlik bölgesi" ilan edilen yerler ,PKK'nın medya alanları dediği kontrol altında tutmaya çalıştığı yerlerdir.
Dağlıca da son saldırının gerçekleştiği yer de askeri güvenlik bölgesiydi.
565 sayılı Askeri güvenlik bölgeleri yasasının 32/A maddesi uyarınca "Vali", "askeri güvenlik bölgesi"ni gecikmesinde sakınca bulunan halde en fazla 15 gün için ilan edebilir.
Günü kurtaran taktik tedbirler bölgede ki tüm ilgililerin hayatını riske atacaktır.
Siyasi iktidarın seçimleri hesap ederek anayasal yetkilerini kullanmaktan çekinmesi halinde PKK'nın daha da güçlenmesine neden olacaktır.
Terörle mücadelenin 1990'lı yıllara geri dönüleceği şeklinde "hafif"propagandalarla sulandıranlara itibar edilmemelidir.
Vatandaşlarımızın ve güvenlik görevlilerinin yaşam hakkının ve milli birlik beraberliğin çok büyük tehlikede olduğu unutulmamalıdır.
Av Musa Baykal
Demokrat Hukukçular
http://www.dorukturk.tv/makale/av-musa-baykal/-cumhurbaskani-ulkenin-iyiligi-icin-anayasanin-120-ve-122-maddesinde-ki-yetkilerini-kullanmalidir/140.html
Yorumlar
Yorum Gönder