İSKİ saha şefi değerli dostum Şükrü Öksüz ile...
İSKi' su, kanalizasyon ve altyapı sorunlarını çözmek için kurulmuş olmasına karşın 2000 yılından sonra İSKİ'nin bütün "asıl işlerini " iki yılda bir değişen taşeron firmalar yapıyor.Gerçekte İSKİ'nin kadrolu işçisi olması gereken "asıl işler"i yapan işçiler taşeron firmalarda asgari ücretten çalışmak zorunda bırakılıyor.
Fazla mesai kontrol edilmiyor. Çoğu kez fazla mesai ücreti de ödenmiyor.Yıllık izinler kullandırılmıyor yada ücreti ödenmiyor.İşçinin ayda iki gün toplam izni var.Diğer bütün günler çalışmak zorunda.Resmi bayramlar da izin yok.Dini bayramlarda ilk iki gün çalışılmıyor o kadar.
İşçi yasal hakkını ararsa taşeronun askeriyeden ayrılma-atılma "personel müdürü"ile muhatap oluyor.
İş güvenliği yok.
Kanalizasyon işcisi yerin dokuz metre altına kadar inmek zorunda kalabiliyor.Gaz zehirlenmesi veya patlamasına karşı bir gaz ölçüm cihazı bile verilmiyor.
İşçinin hastalığa karşı yapılması gereken aşıları masraf olur diye yapılmıyor.On yıl da sadece Fransız firması aşıyı yapmış...
İSKİ'de "asıl işçi"ler taşeronun elinde esir kalmış dersem yanılmış sayılmam.
Hakkını arayan işçi işe gelmemesi konusunda ikaz edildikten sonra hakkında işe gelmediği için tutanak tutularak iş kanuna göre haklı fesihle işten çıkarılarak
yasal tazminat hakları elinden alındıktan sonra işçi bu kabustan kurtulabiliyor.
Taşeron firmanın aynı zamanda lüks plaza inşaatları ise devam ediyor...
İSKi' su, kanalizasyon ve altyapı sorunlarını çözmek için kurulmuş olmasına karşın 2000 yılından sonra İSKİ'nin bütün "asıl işlerini " iki yılda bir değişen taşeron firmalar yapıyor.Gerçekte İSKİ'nin kadrolu işçisi olması gereken "asıl işler"i yapan işçiler taşeron firmalarda asgari ücretten çalışmak zorunda bırakılıyor.
Fazla mesai kontrol edilmiyor. Çoğu kez fazla mesai ücreti de ödenmiyor.Yıllık izinler kullandırılmıyor yada ücreti ödenmiyor.İşçinin ayda iki gün toplam izni var.Diğer bütün günler çalışmak zorunda.Resmi bayramlar da izin yok.Dini bayramlarda ilk iki gün çalışılmıyor o kadar.
İşçi yasal hakkını ararsa taşeronun askeriyeden ayrılma-atılma "personel müdürü"ile muhatap oluyor.
İş güvenliği yok.
Kanalizasyon işcisi yerin dokuz metre altına kadar inmek zorunda kalabiliyor.Gaz zehirlenmesi veya patlamasına karşı bir gaz ölçüm cihazı bile verilmiyor.
İşçinin hastalığa karşı yapılması gereken aşıları masraf olur diye yapılmıyor.On yıl da sadece Fransız firması aşıyı yapmış...
İSKİ'de "asıl işçi"ler taşeronun elinde esir kalmış dersem yanılmış sayılmam.
Hakkını arayan işçi işe gelmemesi konusunda ikaz edildikten sonra hakkında işe gelmediği için tutanak tutularak iş kanuna göre haklı fesihle işten çıkarılarak
yasal tazminat hakları elinden alındıktan sonra işçi bu kabustan kurtulabiliyor.
Taşeron firmanın aynı zamanda lüks plaza inşaatları ise devam ediyor...
Yorumlar
Yorum Gönder