MÜCAHITLİKTEN ,GAZİLİĞE,HÜCRELERDEN, MAHKEME KAPILARINA GEÇEN BİR HAYAT...
1996 yılında Şehit Cevher Dudayev’in mücahit ordusuna,Ruslara karşı Kafkasya da savaşmak için savaşa katıldı. Savaşta 2003 yılında özel kuvvetlerde görevli iken mayın patlaması sonucunda bacağının dizden aşağısı koptu.İmkansızlıktan orman koşullarında ameliyatı yapıldı.Yaralarının tedavi edilmesi gerekiyordu. Dost ve kardeş Azerbaycan’a geçti .Ne de olsa Dağlık Karabağ için Kafkasyalı Mücahitler,Azerbaycan halkı ile beraber Ruslara ve Ermenilere karşı savaşmıştı.
Ne yazık ki,halk farklı yönetim farklı...
Ebulfeyz Elçibey düşürülmüş KGB’den Aliyev Azerbaycan yönetiminin başına geçmiş, Azerbeycan Ruslardan bağını koparamamıştı.
Azerbaycan’da hiç bir suç işlemediği halde Azeri hakimin “büyük dost Rusya “dediği ,Ruslara savaştığı için sekiz buçuk sene hapis cezası aldı ve cezanın tamamını yattı.
Çıkıncatüm Bu olaylardan sonra isterse Avrupa’ya gidebileceği halde ;müslüman , kardeş ve dede dostu gördüğü , ülkemize,ailesiyle 2013 yılının on ikinci ayında ,İstanbul’a geldi.
Oturma iznini çıkardı.Tanıdıkların da yardımıyla taksitle sıradan bir oto aldı.Çevrede ki yabancıları taksiyle götürüp getirerek şoförlük yaparak ailesini geçindirmeye çalıştı.
Hiç hesaba katmadığı bir olay yaşadı.Polisler evine gelerek gözaltına aldı.Muhafazakarlarla alakası olmayan bir hadiseden dolayı mahkemece tutuklandı.
Cezaevine girdi.Sigara bile içmiyordu.
Koğuştaki kişilerin çoğu ibadete duyarlı insanlar değildi.Bu kişilerle birlikte kalamazdı.Dilekçe verdi.İdare onu kırmadı. “Tek kişilik hücreye “yerleştirdi. Yaklaşık bir sene Maltepe Cezaevi’nde ki hücrenin soğuk duvarlarında yalnız kaldı. Zamanını ibadet ederek geçirdiği için, ruhsal çöküntüsü görülmüyordu.Morali çok yüksekti.İsteseydi rahatsızlığını ileri sürüp cezaevinde daha uygun koşullarda kalabilirdi. O gün görevli nöbetçi infaz koruma memuru bile onun dizden aşağısının olmadığını yeni öğrenmişti.
Neredeyse bir yıl sonra soruşturma mercileri, ileride suçsuz olabilir düşüncesiyle olmalı ki,onu resen tahliye ettiler.
Yine de serbest kalmadı. Kumkapı da ki Göç İdaresi ,Geri Gönderme Merkezi nezarethanesine gönderdiler.
İdari gözetim kararı aldılar. Rusya’ya sınırdışı edilecekti.Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurduk.İdari gözetim kararı kaldırıldı.(Bacağı ormanda kesildiği için istenilen doktor raporunu sunamadık)
Nihayet imza karşılığı serbest kaldı.İdare mahkemesine dava açarak sınır dışı işlemini de durdurduk.
Devletimizin Suriyeli mülteci ve mücahitlere verdiği desteği saygı ile karşılarken umarız devletimiz Kuzey Kafkasyalı mültecilere ve mücahitlere de aynı desteği verir.Onlara karşı daha duyarlı olur.
Sapla samanı ayırır.
Artık dostu ve düşmanı ayırma zamanı geldi. Kuzey Kafkasyalı Mücahitler bizim dostumuzdur. Çünkü bu insanlar bizim esas unsurlarımızdandır.
1996 yılında Şehit Cevher Dudayev’in mücahit ordusuna,Ruslara karşı Kafkasya da savaşmak için savaşa katıldı. Savaşta 2003 yılında özel kuvvetlerde görevli iken mayın patlaması sonucunda bacağının dizden aşağısı koptu.İmkansızlıktan orman koşullarında ameliyatı yapıldı.Yaralarının tedavi edilmesi gerekiyordu. Dost ve kardeş Azerbaycan’a geçti .Ne de olsa Dağlık Karabağ için Kafkasyalı Mücahitler,Azerbaycan halkı ile beraber Ruslara ve Ermenilere karşı savaşmıştı.
Ne yazık ki,halk farklı yönetim farklı...
Ebulfeyz Elçibey düşürülmüş KGB’den Aliyev Azerbaycan yönetiminin başına geçmiş, Azerbeycan Ruslardan bağını koparamamıştı.
Azerbaycan’da hiç bir suç işlemediği halde Azeri hakimin “büyük dost Rusya “dediği ,Ruslara savaştığı için sekiz buçuk sene hapis cezası aldı ve cezanın tamamını yattı.
Çıkıncatüm Bu olaylardan sonra isterse Avrupa’ya gidebileceği halde ;müslüman , kardeş ve dede dostu gördüğü , ülkemize,ailesiyle 2013 yılının on ikinci ayında ,İstanbul’a geldi.
Oturma iznini çıkardı.Tanıdıkların da yardımıyla taksitle sıradan bir oto aldı.Çevrede ki yabancıları taksiyle götürüp getirerek şoförlük yaparak ailesini geçindirmeye çalıştı.
Hiç hesaba katmadığı bir olay yaşadı.Polisler evine gelerek gözaltına aldı.Muhafazakarlarla alakası olmayan bir hadiseden dolayı mahkemece tutuklandı.
Cezaevine girdi.Sigara bile içmiyordu.
Koğuştaki kişilerin çoğu ibadete duyarlı insanlar değildi.Bu kişilerle birlikte kalamazdı.Dilekçe verdi.İdare onu kırmadı. “Tek kişilik hücreye “yerleştirdi. Yaklaşık bir sene Maltepe Cezaevi’nde ki hücrenin soğuk duvarlarında yalnız kaldı. Zamanını ibadet ederek geçirdiği için, ruhsal çöküntüsü görülmüyordu.Morali çok yüksekti.İsteseydi rahatsızlığını ileri sürüp cezaevinde daha uygun koşullarda kalabilirdi. O gün görevli nöbetçi infaz koruma memuru bile onun dizden aşağısının olmadığını yeni öğrenmişti.
Neredeyse bir yıl sonra soruşturma mercileri, ileride suçsuz olabilir düşüncesiyle olmalı ki,onu resen tahliye ettiler.
Yine de serbest kalmadı. Kumkapı da ki Göç İdaresi ,Geri Gönderme Merkezi nezarethanesine gönderdiler.
İdari gözetim kararı aldılar. Rusya’ya sınırdışı edilecekti.Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurduk.İdari gözetim kararı kaldırıldı.(Bacağı ormanda kesildiği için istenilen doktor raporunu sunamadık)
Nihayet imza karşılığı serbest kaldı.İdare mahkemesine dava açarak sınır dışı işlemini de durdurduk.
Devletimizin Suriyeli mülteci ve mücahitlere verdiği desteği saygı ile karşılarken umarız devletimiz Kuzey Kafkasyalı mültecilere ve mücahitlere de aynı desteği verir.Onlara karşı daha duyarlı olur.
Sapla samanı ayırır.
Artık dostu ve düşmanı ayırma zamanı geldi. Kuzey Kafkasyalı Mücahitler bizim dostumuzdur. Çünkü bu insanlar bizim esas unsurlarımızdandır.
Yorumlar
Yorum Gönder