Ana içeriğe atla

AF MI ,YARGILAMANIN YENİLENMESİ Mİ

AF MI ,YARGILAMANIN YENİLENMESİ Mİ
Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez...
Yukarıdaki sözü büyük düşünür Montaigne söylemiş.
Feto sadece askerleri ve bazı tanınmış kişileri mağdur etmedi.
Halkın içinde sevilen sayılan birçok kişide kimi hiç bir suçu yokken kimi de çok küçük suçları abartılarak sırf Feto’ya karşı çıktıkları için iftiraya maruz kaldılar.
Örneğin İzmir'de kendi halinde hayatı olan mahallesinde sevilen sayılan 4 kız çocuk sahibi bir esnaf, sahip olduğu kahvede,Feto'ya karşı olduğunu açık açık söylediği “ince bıyıklıları kahvem de istemiyorum” dediği için örgüt kurmaktan, silah ve uyuşturucu ticareti yapmaktan akla hayale gelmeyecek ithamlarla 70-80 kişiyle beraber gözaltına aldılar. Bu kişiye silah ve uyuşturucu örgütünden kurmaktan dava açıldı.Tutuklandı ve örgüt suçlamalarından beraat ettiği halde buna rağmen sadece kendisine özel olarak 10 sene ceza verildi.

Bu kişiyi tutuklayan hakim, soruşturmayı yürüten davayı açan savcı, esas hakkında görüş bildiren savcı, ara duruşmalara giren hakim ve savcıların birçoğu ve bu kişi hakkında 10 sene hapis cezasını veren mahkeme heyeti ile karardaki ismi yazan savcı FETO soruşturmalarında meslekten el çektirildi, atıldı yada tutuklandılar.
İlginç yanı mahkemenin ilk duruşmada başkanlığını yapan Asım Korkut ise Fetocular ile birlikte hareket etmediği için İzmir Adliyesi'nin içerisinde rüşvet aldığı bahanesiyle tutuklanmıştı. Başka bir hakimi ise kendilerine uymadığı için Şanlıurfa'ya sürdüler. 70 den fazla kişi hakkında dava açan en basit suçları örgüt kurucusu yöneticisi uyuşturucu ticareti yapan silah sattığı iddialarında bulunan ve tüm bu iddiaları gerçek dışı olduğu ortaya çıkan soruşturmayı yürüten Savcı ise yargıtaya terfi etmişti.
Iftiraya maruz kalan kişi ise halen haksız yere aldığı 10 sene hapis cezasını yatıyor. Yargılamanın yenilenmesi yoluyla kendisine atılan iftiradan kurtulmaya çalışacak.
Üst akıl da,fetocu yargı mensuplarını adaletsiz kararlar vermesi için yönlendirerek gerçekte halk ile devletin arasını soğutmak istenmiştir.
Sözde siyasi iktidara yakın olduğunu ima ederek kendi açıklamalarının siyasi iktidarın fikirleri olduğunu mesajı veren bazı kişiler, yazılı ve görsel medya da beylik sözlerle "Feto ticareti" yapıyorlar.
Üstelik bu kişiler algı operasyonlarıyla
Cumhurbaşkanı ve başbakanı, akılları sıra yanlış yöne çekmeye çalışıyorlar.
Cumhurbaşkanı bazı açıklamalarında 18-25 Aralık Feto girişiminden sonra Fetocuların haşhaşi terör örgütü olduğunun net bir şekilde ortaya çıktığını bu tarihten sonra hiç kimsenin Feto örgütü lehine tutum sergileyemeyeceni beyan ederek kimlerin Feto karşısında duruş gösterdiğini görmek istemiştir. Yoksa Fetocular 17 25 Aralık dan önceki eylemlerinden hukuken mesul olmadığını kast etmemiştir.Terör örgütü üyesi olabilmek için örgütün amacını ve faaliyetlerini bilmek gerekir. Feto ile bir şekilde bağları olan kişiler 17 25 Aralık'tan sonra ilişkisini keserse ,bu durum ancak terör örgütünün faaliyetlerini ve gerçek amacını bilmediği için geçmişte istemeden bu örgütle bağ kurduklarını ispata yarayabilir.


Feto tacirlerinin Fetocuların 17 25 Aralık'tan sonraki eylemlerinin suç olduğu,önceki eylemlerinin suç olmadığı yönündeki beyanları halkta zamana ve kişilere göre suçlu ve suç algısıyla adaletin işlemediği bir zümrenin kurulduğu imajı oluşur ki adaletsiz ve eşit olmayan tutum ve eylemleri bu halkın hiç sevmediği aşikardır.
Halkın tepkisini çeken bu kişilerin kamuoyundan uzak tutulması gerekir.
Diğer bir husus ise Feto yargı mensuplarının verdiği ( 10 yıl için 3500 hakim ve savcı 3 milyon civarında karar vermiş olabilir) adaletsiz kararları ,yargılamanın yenilenmesi yöntemi ile gündeme getirilmesi isteğidir.
Bu fikir doğru değildir.
Uygulamada ve yasalarda hükümlünün lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulması için delilleri hükümlünün hazırlaması gerekecektir. Devletin çözemediği bir konuyu ,çoğu zaman avukat tutacak parası olmayan, cezaevinde yatan bir işte çalışan mağdur nasıl çözsün.
Bunlar sorun olmasa bile yargısal faaliyet yapan hakimlerin neredeyse yüzde kırkı görevden alındı veya göre alınacak.
Mevcut kadro yetersizliği üzerine iş yükü fazlayken Neredeyse üç milyon (fetocu hakim savcının imzaladığı) kararı tekrar ,üstelik delil toplamak ve araştırmak suretiyle hangi yargıç ve savcı bir kez daha inceleyecek.
Çoğu yargılamanın yenilenmesi talebi ister istemez, yüzeysel değerlendirilecektir.
Üstelik talepler incelenene kadar mağdurların çoğu hapiste cezasını çekiyor ,olacaklardır.
Bu nedenle yargılamanın yenilenmesi yöntemi ile zaten yıpranmış olan yargıya böyle bir sorumluluğu vermek doğru olmayacaktır.
Doğrusu cezası 10 yıla kadar olan 1 Temmuz 2016 tarihinden önce işlenen suçlar için ( terörist ve bir kısım cinsel sapıklar kapsam dışı bırakılmak kaydıyla) şarta bağlı kısmi af çıkarılmalıdır.
Af çıkarıldığında ,kişiye kendisini aklamak için yargılamayı sürdürme veya iadeyi muhakeme hakkı tanınmalıdır.
Nitekim MHP'nin önerisiyle AKP ve CHP kabul ettiği, üzere 12 Eylül öncesi dönemin kokuşmuşluğu ortamında Adalet beklemeyeceği için 12 Eylül dönemi öncesi suçları işleyen ve ceza alan kişiler için 2012 yılında sessiz sedasız bir af yasası çıkmıştır.
Feto'nun devlete sızıp yargısal faaliyetlerde bulunmasında halkın hiçbir suç ve kabahat yoktur.
Hangi sorumluluk varsa devleti yönetenlere aittir.Yargılamanın yenilenmesi yoluyla uğradığı iftira kaldırmak çabalarıyla devlet hatalı olduğu halde , neden devletin hatasını halk çeksin?
Yargılamanın iadesi yoluna başvuran hükümlü, kesinleşmiş aleyhe kararından dolayı beraat etmesi için 5271 sayılı CMK nın hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenlerini düzenleyen 311-1-c maddesine dayanarak hükme karar veren hakimlerden biri hükümlünün neden olduğu kusur dışında aleyhine ceza kovuşturmasına veya bir ceza mahkumiyetine gerektirecek bir şekilde görevini yapmakta kusur etmesi haline (hakimin girdiği dava ile ilgili suç işlemesi gerekmiyor )dayanacaktır. Hükümlü için diğer bir neden de madde 311-1-e uyarınca yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulması(kumpas kurulduğu) nedenine dayanabilir.
Herhalde, mahkemenin infazı durdurması bile hükümlü aleyhine uzun zaman alabilecektir.
Feto'nun topluma Adalet dağıtılmasında halkın hiçbir kusuru olmadığından kısmi af çıkarılması toplumun adaleti ve ahlak için en önemli konudur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, söz konusu hizmetle

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlara uygu

İYİ PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANI SN SATUK BUĞRA KAVUNCU'YU ZİYARETİMİZ,

İstanbul  İYİ Parti il Başkanı Sn Saltuk Buğra Kavuncu'yu HUSİAD olarak  yöneticimiz Sn Hasan Tunaboylu,kurucumuz Sn Dr Dursun Çiçek, yöneticilerimiz,Sn Yusuf Bayrak  ,Sn Metin Gün,Dr Beyzade Özkahraman, Cahit Bahçeci,Temel Yıldırım,Adem Özdemir, Av Sandra İsabella Tarancı ,Av  Muhammet Yiğit ile ziyaret ettik... Sn Başkan Kavuncu İYİ Parti İl Başkanlığı'nın yerel seçimler hakkındaki çalışmaları konusunda bilgiler verdi, Bizde düşüncelerimizi aktardık. İl Başkanı Sn Kavuncu'yu il  kongresinde ki birleştirici çalışmalarından dolayı tebrik ettik. İl teşkilatı çalışmaları, Çin zulmune karşı Doğu Türkistanlılara verdiği destek, yerel seçimlerdeki gerek İstanbul İYİ Parti il teşkilatının gerekse ,CHPlilerin de takdirini kazanan özverili çalışması, eşsiz samimiyeti ve mütevaziliği ile Sn Kavuncu'yu,İstanbul'u anlamış; irfan ehli ,zihni pak, gönlü temiz ,Türk İslam milliyetçisi  İfrit yayanlara karşı korkusuz ,davasına inanmış ve davası  uğruna hayli zahmet çekme