Ana içeriğe atla

Feto'nun Kalemini Kırdığı Masum İnsanlar,

Feto'nun Kalemini Kırdığı Masum İnsanlar,
Çoğumuz kendimizi “Özgürlüğümüze düşkün” tanımlarız.
Cezaevindeki insanlar ise özgürlüğün yokluğunu her an yaşarlar.
Bugün Silivri cezaevinde ziyaret ettiğim Feto mağduru hükümlü,ailesine "Ben buradan çıkamayacağım ziyaretine daha gelmeyin" demiş.
Görüş de, infaz koruma memurları, öyle baskı altına girmişler ki ,değil savunma evrakı, avukat görüş mahalline kalem bile götüremiyoruz.(7 nolu Cezaevi)
Tükenmez kalemi devlet veriyor.
Allah korusun, neredeyse, kalem kırılsa devlet malına zarardan, kaybolsa zimmetine geçirmekten tutanak tutacaklar.
18 yıl profesyonel meslek hayatımda görmediğimiz şey kalmadığı için sadece tebessüm ettim...
Feto sadece devleti ele geçirmeye çalışmadı.
Bu millete de hükmetmek istedi.
Gezi olaylarını hatırlayalım.
Halka aşırı şiddet uygulayan polislerin tamamı Fetocu çıktı.Zalimlik yapılmasaydı,Gezi olayları bu kadar büyür müydü? 



Yargıya bakalım, Feto terör örgütü mensubu en az 3500 hakim ve savcı meslekten ihraç edildi, önemli bir kısmı ise cezaevine gönderildi.
Bu hakim ve savcıların çoğu ölçüsüz kararlarıyla suçsuz kişilere yüklü cezalar verdiler.
Mahkum suçsuz yere ceza almışsa,adalet sessiz kalıyorsa,devletin harekete geçmesi gerekmez mi?
Hangimiz bir iddia karşısında teröristler tarafından yargılanıp ceza almak isteriz?
HSYK, 24.08.2016 tarihli 2016 424 ve 31.08.2016 tarihli 2016 426 sayılı kararlarıyla tüm bu hususları belgeleriyle ispatlayarak 3500 kadar hakim ve savcıyı terör mensubu olduğu için ihraç etti.
Bu kişilerin verdiği kararların da meşruiyeti kayboldu.
Eğer bu ülkede her şeye rağmen adalet varsa, ihraç edilen Fetocu hakim ve savcıların verdiği kararlara iadeyi muhakeme yolu açılması gerekir.
Şu ana kadar bu yönde hiç bir adım atılmadı.
Onun yerine Fetoculuktan dolayı ihraç edilen memurların yeniden mesleğe dönmeleri için komisyonlar kuruldu…
Devlet bir kalemden bile şüphelenirken ve hesabını yaparken,Feto'nun kalemini kırdığı insanlar ise halen hapiste.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, söz konusu hizmetle

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlara uygu

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması Bir düşünür "İşkencenin en kötüsü, kanunla işkence etmektir." Derken çok haksız değildi. Son tahliyelerde farklı uygulamalar farklı yorumlar gerçekleşti.Bende kasten yaralama suçlarında denetimli serbestlik ve şartlı tahliye konusundaki düşüncelerimi paylaşmak gereği duydum. Kasten yaralama suçu TCK’nın 86 ,87 ve 88.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu suçun TCK 86 maddesinde düzenlenmiş halinde,hükümlünün koşullu salıverilmesi için ,671 sayılı KHK ya göre mahkum olduğu cezanın 1/2 sini cezaevinde geçirmesi gerekir. Hükümlünün denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için açık cezaevine çıkma hakkına sahip olması gerekir.Bu husus denetimli serbestlik indiriminden faydalanması için çok önemlidir. TCK 86 maddesinin cezası bir yıldan 3 yıla kadar hapistir.(86/1) Eğer mağdurun yarası basitse dört aydan bir yıla kadar hapistir.(Şikayete tabidir) Eğer üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe karşı ya da beden veya ruh bakımı