Ana içeriğe atla

"Hastalığın, tutukluluk durumuna etkisi"


Tarih “Hiçbir ordu kendi halkına karşı savaş kazanamaz”der.
15 Temmuz gecesi ,İsyancılar, halkın direnişi karşısında çözüldüler.
Tarih tekerrür etti.
Şeytan örgütü mensupları ellerinde kırmızı beyaz bayraklar, dombra müziği ve mehter marşı eşliğinde,Çanakkale şehitliğinden gelmiş uhrevi kişiler edasıyla , bir anda halkın içine girerek kendilerini kamufle etmeye çalıştılar.
Belediyenin resmi araçlarını dahi kullandılar.
Her şeye rağmen kör ve topal da olsa adalet var.
Tuskon'a yapılan soruşturma çerçevesinde Feto silahlı terör örgütü mensubu iddiası ile Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı tutuklandı.
Yakın bir zamanda Kadir Topbaş bir daha belediye başkan adayı olmayacağını açıkladı.
Bugün de öğrendik ki, Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın avukatları ,özel bir hastaneden aldıkları Kavurmacı'nın epilepsi hastası olduğuna dair raporu ile mahkemeye itiraz ettiler.Mahkeme'de Ömer Faruk Kavurmacı'yı adli kontrol kararı ile birlikte tahliye etmiştir.
Silahlı terör örgütü üyeliğinin cezası 7 ile 15 yıl olduğunu hatırlatalım.
Kadir Topbaş'ın bir daha belediye başkanı adayı olmayacağı beyanından kısa bir süre sonra damadının sürpriz bir şekilde tahliye edilmesi ayrı bir tartışma konusudur.
5275 sayılı cezaların infazı hakkındaki yasanın 16. maddesinde,hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının
infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.(16/1)
İnfazı yerine getiren başsavcılık, ya adli tıp kurumundan sağlık kurulu raporu alır ya da adalet bakanlığınca tespit edilmiş tam teşekküllü devlet hastanesinin kurul raporunu adli tıp kurumuna onaylatarak infazı geri bırakma kararını alır.(16/3)
Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu
koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı
değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı da yukarıdaki usulle iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.
Yasanın 116.(1)maddesi ise mahkumlar için uygulanan bu hükümlerin “infazı engelleyecek hastalık hâli”kriteri ile tutuklular için de uygulanabileceğini açıklamıştır.
Uygulamada özellikle tutuklular için bu hükümlerin uygulanmasında çekimser kalındığını görüyoruz.
Uygulamada özellikle örgütlü suçlar kapsamında ki, epilepsi hastası tutuklunun , hastalığı, infazı engelleyecek kriteri kapsamında ,serbest bırakılma ihtimalinin çok düşük olduğu olduğu bilinen bir gerçektir.
Ömer Faruk Kavurmacı, epilepsi hastalığının hayati tehlike ve infazı engelleyeceği savıyla, tahliye olmak istiyor ise özel doktorunun raporları da sunarak savcılığa başvurması ardından savcılığın adalet bakanlığının kabul ettiği tam teşekküllü devlet hastanesinden alınacak sağlık kurulu raporu ,adli tıp kurumundan onaylandıktan sonra sonucuna göre savcı , 5271 sayılı ceza muhakemeleri kanununun 103 /1 maddesi uyarınca sorgu hakimliğinden tahliye talebinde bulunması ya da soruşturma evresinde savcıya verilen CMK 103/ 2 maddesindeki yetkisini kullanarak kendisi serbest bırakması gerekirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, ...

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlar...

İYİ PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANI SN SATUK BUĞRA KAVUNCU'YU ZİYARETİMİZ,

İstanbul  İYİ Parti il Başkanı Sn Saltuk Buğra Kavuncu'yu HUSİAD olarak  yöneticimiz Sn Hasan Tunaboylu,kurucumuz Sn Dr Dursun Çiçek, yöneticilerimiz,Sn Yusuf Bayrak  ,Sn Metin Gün,Dr Beyzade Özkahraman, Cahit Bahçeci,Temel Yıldırım,Adem Özdemir, Av Sandra İsabella Tarancı ,Av  Muhammet Yiğit ile ziyaret ettik... Sn Başkan Kavuncu İYİ Parti İl Başkanlığı'nın yerel seçimler hakkındaki çalışmaları konusunda bilgiler verdi, Bizde düşüncelerimizi aktardık. İl Başkanı Sn Kavuncu'yu il  kongresinde ki birleştirici çalışmalarından dolayı tebrik ettik. İl teşkilatı çalışmaları, Çin zulmune karşı Doğu Türkistanlılara verdiği destek, yerel seçimlerdeki gerek İstanbul İYİ Parti il teşkilatının gerekse ,CHPlilerin de takdirini kazanan özverili çalışması, eşsiz samimiyeti ve mütevaziliği ile Sn Kavuncu'yu,İstanbul'u anlamış; irfan ehli ,zihni pak, gönlü temiz ,Türk İslam milliyetçisi  İfrit yayanlara karşı korkusuz ,davasına inanmış ve davası  uğruna hayl...