Ana içeriğe atla
RUS BAYRAĞI ALTINDA DEĞİL TÜRK BAYRAĞI ALTINDA YAŞAMAK İSTEDİLER

"Uzak bahçelerde sala veren müslüman çocuklar var,
Selam kadar engin ve sonsuz hikâyeler söylemesini bilirler” (İlhan Berk,ikinci yeni)
Şair,zulme karşı direnenlerin çocuklarını  bu şekilde dile getirmiş...
Bugün Rus zulmüne karşı direnenlerin çocuklarını göç idaresinden almak için Silivri'ye gittim...
Ülkemizde olağanüstü hal var.
Devlet ve millet,düşmanlarına karşı mücadelesi devam ediyor...
Olağanüstü halin ne zaman sona ereceğini de kimse kestiremiyor.
Devletimizin  başı Sayın Cumhurbaşkanımız, olağanüstü hal uygulamasının vatandaşı etkilemeyeceğine dair garanti verdi.
Bizler de bu söz üzerine devletimize destek veriyoruz.
Ancak uygulamada görüyoruz ki, Cumhurbaşkanımızın bu sözünü dikkate almayanlar var.
Rus etki ajanları hiç boş durmuyor.
Terör örgütleri ile mücadele edilirken, FSB den paketli bahaneler üretilerek İmam Şamil gönülleri de (moskof düşmanı) gözaltına alınıyorlar...
Kafkas müslümanlarının İmam Şamil'in yolundan gitmelerini terörizm olarak kimse gösteremez.
1992 ve 1999 yıllarında ilelebet geçerli olmak üzere TBMM bunu dünyaya deklare etmişti.
Hal böyle iken hiç bir suçu olmayan onuruyla Türk vatandaşlığı hakkını kazanmış, ticaret ve gönül insanı Kafkasyalı bir" vatandaşımız", "dindaşımız" "soydaşımız" tutuklandı.
Tutuklanmasına kanıt olarak telefonunda 2008 yılında ülkemizde Ruslar tarafından şehit edilen Şeyh Şamil gönüllüsü İslam Canibekov'un fotoğrafının çıkması gösteriliyor.
Anlaşılan moskof muhbirleri "andıçlama" yapmış...
Terörle mücadele yetkililerine Rus tuzağı hakkında bütün bilgilerimizi verdik...
İş bununla bitmiyor.
Eşi de olaylarla hiç ilgisi olmadığı 6 yıldır ülkemizde ev kadını olarak yaşadığı halde her ne hikmetse   polis tarafından göç idaresine teslim ediliyor.
Göç idaresi bir ay idari gözetim kararı alıyor.
Ayrıca, sınır dışı karar alınıyor.
İş bununla da bitmiyor, Türk vatandaşı yaşı küçük 3 çocuk yetimhaneye alınmak isteniyor, babası tutuklu annesi idare gözaltında olduğu için Kafkasya'dan(Kabardey Balkar Cumhuriyetinden) köyde müzdarip müslüman hayatı yaşayan babaanne ve anneanneyi çağırıyoruz.
Yetkililerle görüşmelerimiz sonucu huzurda tutanakla Türk vatandaşı üç çocuğu babaannelerine teslim ediyorlar.
Bu arada çocuklardan biri 15 gündür okula gidemiyor.
Öğretmeni bile merak etmiş eve kadar gelmiş, bulamamış kimseyi çocuğun psikolojisini düşünün...
Yetkililere anneyi de bırakmalısınız diyorum;
Ankara Genel Müdürlüğe yazı yazdık onlardan yanıt bekliyoruz diyorlar,
Genel Müdürlükte istihbarata soracak, onlardan ne zaman yanıt gelirse genel müdürlükte ne zaman yanıt verirse, o takdirde belki anne çıkabilir, yani her şey "x"...
İşin aslı özel sohbetlerde anlıyoruz ki, Rusya'nın etki ajanları çok güzel çalışıyor.
Devletin kanunları ve Cumhurbaşkanımızın sözü sahadaki  memurlara emredici olduğu halde bu tam uygulanmıyor.

 Olağanüstü hal ile hiçbir alakası olmayan bir ev kadını ve 3 çocuğu olağanüstü hal bahane edilerek hürriyeti tahdit ediliyor.
Bir an önce bu yanlıştan dönülmelidir.
Hiçbir suçu olmayan bu vatan sevdalılarını nezarethane  ve mahkeme kapılarında gezdirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
İdari gözetim kararının kaldırılması için Sulh Ceza Mahkemesine başvurduk.
Her şeye rağmen açık ve şeffaf olan vicdanlı hakimlerimize inanıyoruz...
En azından onlar,  kanıtlara ve vicdanlarına bakacaklar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, söz konusu hizmetle

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlara uygu

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması Bir düşünür "İşkencenin en kötüsü, kanunla işkence etmektir." Derken çok haksız değildi. Son tahliyelerde farklı uygulamalar farklı yorumlar gerçekleşti.Bende kasten yaralama suçlarında denetimli serbestlik ve şartlı tahliye konusundaki düşüncelerimi paylaşmak gereği duydum. Kasten yaralama suçu TCK’nın 86 ,87 ve 88.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu suçun TCK 86 maddesinde düzenlenmiş halinde,hükümlünün koşullu salıverilmesi için ,671 sayılı KHK ya göre mahkum olduğu cezanın 1/2 sini cezaevinde geçirmesi gerekir. Hükümlünün denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için açık cezaevine çıkma hakkına sahip olması gerekir.Bu husus denetimli serbestlik indiriminden faydalanması için çok önemlidir. TCK 86 maddesinin cezası bir yıldan 3 yıla kadar hapistir.(86/1) Eğer mağdurun yarası basitse dört aydan bir yıla kadar hapistir.(Şikayete tabidir) Eğer üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe karşı ya da beden veya ruh bakımı