HUSİAD olarak bizler A,B veya C partisinin görüşlerini değil ,hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ,korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak için varız.
Hukuk siyaset araştırmaları üzerine kurulmuş bir STK olarak da en doğal hakkımız bu.
Hukukun üstünlüğünü savunmak için çözülmesi gereken önemli bir sorun, aydın kesimin bir parçası olan hukukçuların sivil toplum örgütlerinin asıl işlevlerinin dışına çıkmalarıdır.
Hukuk siyaset araştırmaları üzerine kurulmuş bir STK olarak da en doğal hakkımız bu.
Hukukun üstünlüğünü savunmak için çözülmesi gereken önemli bir sorun, aydın kesimin bir parçası olan hukukçuların sivil toplum örgütlerinin asıl işlevlerinin dışına çıkmalarıdır.
Bakınız TBB Başkanı Prof Dr Metin Feyzioğlu, ”Süt veren hayvanların kesilmesi tehlikesinden bahsediyor. Yani ben baroyu değil memleketi yönetmeye talibim mesajı veriyor.
Oysa ki 1136 sayılı avukatlık kanunun 2. ve 95/21 ile 110/17 maddeleri ondan hukukun üstünlüğünü savunmak ve korumak, insan haklarını korumak görevlerini yerine getirmesini istiyor.
Sn Fevzioğlu, Barolar Birliği Başkanından çok siyasi parti lideriyimiş gibi tutum sergileyerek tenkit ettiğimiz bir yol izliyor.
Yargıda Birlik Derneğinin (YBD) üyeleri ise görevdeki hakim ve savcılardan oluştuğu, üstelik iktidar ve HSYK arkasında durmasına karşın, Feto'ya karşı mücadeleden sonra, üyelerinin özlük ve tayin haklarını aramanın dışında, beklentileri karşılayamadı.
Üstelik en ironik olanı; “Kudretli” STK YBD’nin, kuruluş tüzüğü önsözünde ki manifesto niteliğindeki bağımsız yargı gibi hukuk devletine ait “değerlerini" ,YBD yerine, savunan yargı mensupları ,oradan oraya sürülürken, sessiz kalınmasıdır.
Üstelik en ironik olanı; “Kudretli” STK YBD’nin, kuruluş tüzüğü önsözünde ki manifesto niteliğindeki bağımsız yargı gibi hukuk devletine ait “değerlerini" ,YBD yerine, savunan yargı mensupları ,oradan oraya sürülürken, sessiz kalınmasıdır.
Anayasamızın 9. Maddesine göre “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.”
Hükmü uyarınca aziz milletimizin adına hüküm veren yargı mensupları sadece kendilerine değil, bu milletin adalet sorununa da kafa yormalıdır.
İnanışa göre Hz İsa, Allahın huzuruna çıkarken dünya malından yanındaki su içtiği bir tas ve bir tarakı atmış, fakat üzerinde iğneyi unutmuştu. Dördüncü kata çıkarken Cebrail A.S üzerini aradığında ,iğneyi görünce ,sorguya çekildi.
Hz İsa bu yüzden Allah katına çıkamadı.
Hükmü uyarınca aziz milletimizin adına hüküm veren yargı mensupları sadece kendilerine değil, bu milletin adalet sorununa da kafa yormalıdır.
İnanışa göre Hz İsa, Allahın huzuruna çıkarken dünya malından yanındaki su içtiği bir tas ve bir tarakı atmış, fakat üzerinde iğneyi unutmuştu. Dördüncü kata çıkarken Cebrail A.S üzerini aradığında ,iğneyi görünce ,sorguya çekildi.
Hz İsa bu yüzden Allah katına çıkamadı.
Milletin huzuruna çıkan yargı mensuplarının başta makam mevki olmak üzere dünya nimetlerinden kendilerini soyutlamaları gerekir ki millet destek versin.
Kendi ikballeri için mücadele edenler yalnız başına kalırlar.
Hukuka sahip çıkmak zor değildir.
Önlerine konulan 657 veya sözleşmeli mantığına karşı fikir üretmeleri varoluş nedeni olmalıdır.
Bu vesileyle başkan, başsavcı, başsavcı vekili gibi hiyerarşik ünvanların "yargısal faaliyetler" bakımından kaldırılması elzemdir.
Sözlerimin hukukun üstünlüğüne inanmayanlara etki etmeyeceğini biliyorum.
Yine de ısrarla herkes için adalet istiyoruz.
Bunun için halk bizi hatırlayacak, zira dolunay karanlık gecede aranır.
Hukuk Siyaset Araştırmaları Derneği
Genel Başkanı Av Musa Baykal
Yorumlar
Yorum Gönder