Ana içeriğe atla

MİLLİ MANEVİ DEĞERLERİMİZ IŞIĞINDA İHVAN-I MÜSLİM (MÜSLÜMAN KARDEŞLER) HAREKETİ



Son zamanlarda özellikle bir kısım oluşumlar ve  medya tarafından,(Yeni Şafak ve benzeri) ihvan-ı müslim hareketine, Aziz milletimizin islami ve mazlumlara karşı hassasiyetinden faydalanılarak taban bulmaya çalışılmak istenmektedir.
Bu konudaki düşüncelerimi dile getirmek istiyorum.
17 Ekim 1906'da Mısır'da dünyaya gelmiş olan Hasan El Benna ,İngiliz-Kral Faruk  zulmune karşı ciddi mücadelesiyle tanınır.
Mısır halkını köleleştiren İngilizler, halkın tepkisini de çekiyordu. İşte Hasan el-benna, 1928 yılında, esnaf, işçi ve öğrencilerden oluşan 6 kişilik grupla bir gecekondu da ihvan-ı müslim diğer adıyla Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı kurdu.
Hasan El Benna İslami referanslarla hareket ettiği ve samimi olduğu için saygınlık gördü.
Müslüman Kardeşler kendilerini hedef olarak Mısır'ın sömürgeden kurtulup bağımsızlığına kavuşmasını, islami kuralların toplum hayatına yerleşmesi ve islam devletinin kurulmasına kadar “cihat etmeyi” amaçladı.
Müslüman Kardeşler kurulduğu dönemde Mısır’ı Kral Faruk yönetiyor ve  kral pekala İngiliz kontrolündeydi.
İhvani müslimin 1948 yılına geldiğinde üye sayısı 500 bine ulaşmıştı…
Hasan El Benna fikirler savaşının yeterli olmadığını gerekirse zorla İslami kuralları kabul edileceğini söyleyeli 10 yılı geçmişti...
1948 yılında Mısır'da birçok bombalama ve terör olayı gerçekleşti.Bu olaylardan sonra Mısır hükümeti “gizli bir gerekçeyle” ihvan-ı müslimin 32 yöneticisini gözaltına aldı, ardından bu hareketi yasakladı.28 Aralık 1948 yılında Mısır başbakanı Mahmut Nukraşi, bir ihvani müslüm üyesi tarafından öldürülünce, Kral Faruk gelişmelerden endişelendi ve misilleme olarak Hasan El Benna’ yı katletmiştir. Bu olay ihvani müslimin daha da büyümesini sağlamıştır.
İhvani müslim'in daha sonraki liderleri yıllarca hapis yattılar ve işkencelere maruz kaldılar. Mısır'da yaşanan her olaydan müslüman kardeşler sorumlu tutuldu . Öyle ki sempatizanı olmak bile suçtu.
Mısır'da 6 Nisan 2008 tarihinden itibaren iş bırakma eylemleri ,grevler protestolar gerçekleşmeye başladı. Bu hareketler 30 yıllık Hüsnü Mübarek için sonun başlangıcıydı.
Gerçekleşen protestolar da İhvan müslim üyeleri en ön sırada oldular,Mısır bayrağı dışında hiçbir sembole izin vermediler, isyana öncülük yerine isyanın yanında oldular.
Ordu ise tüm bu gelişmeleri sessizce izledi.Sonuçta 11 Şubat 2011 Hüsnü Mübarek yönetimi düştü.Yönetim Yüksek Askeri Konseye geçti.Asker bir çok ayrıcalıklara sahip olduğu için bırakmak istemiyordu. Ancak gelişmeler sonucu 2011 Kasım ayında parlemento ,2012 Haziran da Cumhurbaşkanı seçimleri yapılması kararlaştırıldı.
Parlamento seçimlerinde ihvan-i müslimîn partisi Hürriyet ve Adalet %45 oy aldı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde on aday arasında yarışan  Muhammed Mursi ve Mübarek döneminin  Başbakanı Ahmet Şefik 2. tura kaldı. Oyların %51.8’ni alan Mursi, Mısır tarihinde seçimle başa gelen ilk cumhurbaşkanı oldu. Seçimlere katılım yüzde 33 oranındaydı.
Kurumlar çalışmadığı için Mursi yetkisizdi,ama Mısır'ın bütün sorunları üzerine kalmıştı.
Mursi aldığı kararlar ile dengeleri koruyamadı ,ordu ve yargı ile ters düştü, muhalefet ile yaşadığı sorunlar neticesinde gerçekleşen gösterilerde tekrar kanlı olaylar çıktı.Mısır ordusu problemlerin diyalogla çözülmesi konusunda Mursi'ye çağrıda bulundu ise de Mursi muhalefeti etkileyemedi.
30 Haziran 2013'te Mursi karşıtı muhalif gruplar birleşerek Tahrir meydanında, İhvani müslim ile karşı karşıya geldiler…
Ordu Mursi'ye 48 saat süre verdi, eğer problem çözülmezse müdahale edeceğini ima etti. Fakat Mursi bir çözüm bulamadı.İstifa da etmedi.
2 Temmuz 2013 günü tekrar olaylar çıkınca ordu yönetime el koydu.Ertesi gün Mursi tutuklandı.
14 Ağustos 2013'te darbeci Mursi komutasındaki Mısır ordusu müslüman kardeşlere meydanlarda ateş etmeye başladı. Bu olaylarda 2.200 insan yaşamını yitirdi, 10 bin civarında gösterici yaralandı.
İhvan-ı müslim yöneticilerinden Muhammed Biltaci'nin kızı Esma'nın vurulması, Rabia katliamının simgesi haline geldi.
Olaylardan sonra yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde  %46 katılım gerçekleşti.Sisi seçimlerde %96 oy alarak cumhurbaşkanı seçildi.
İhvani müslim hareketi “dava fonu”ismiyle yardımlarla ayakta duruyordu. İhvan dayanışması Ortadoğu halklarının dikkatini çekmiş ve diğer ülkelerde de toplumsal sorunlara yol açmıştır.
İhvan hareketi, medya yayınlarına ağırlık vermiş,siyasi partiler kurarak seçimlere girmiştir. İslam inancı moral kaynağı olmuştur.Ancak görüldüğü üzere İhvan-ı müslim hareketinin sunduğu projeler kurulduğu Mısır'da bile sonuç alamamıştır.
Kaldı ki başta Suudi Arabistan olmak üzere birçok Ortadoğu ülkesi, rejimlerine karşı hareket gördüğü ,İhvan-ı müslim'i ,terör örgütü olarak kabul etmiştir.
İhvani müslimin sonuç almada ki başarısızlığı DAEŞ, El Kaide gibi terör örgütlerinin tabanlarının büyümesine de sebep vermiştir.
Son Suudi Arabistan İstanbul konsolosluğunda  Kaşıkçı'nın katledilmesini de Kaşıkçı'nın İhvan-ı müslim içerisinde görülmesinde aramalıyız.
Anti emperyal fakat zayıf bir hareket olan ve nihayetinde ABD ve İsrail gibi ülkeler tarafından bu zayıflığının bir sonucu olarak bir şekilde kullanılan,(Büyük Ortadoğu Projesi) İhvan-ı müslim hareketi," Mısır şartları" içerisinde aslında davasında haklı olsa bile Türk milletinin kodlarına uyan bir hareket değildir...
Türk milletinin kodlarında 1071 Malazgirt sonrası gelişen Selçuklu ve Osmanlı medeniyeti, sufi hareket  Ahmet Yesevi, Mevlana Celaleddin Rumi, Yunus Emre ,Hacı Bayram Veli gibi değerler ön planda tutulması meşru ve mantıklıdır.
Eğer illa ki  islami bir referans aranıyor ise Kafkasya'da ki İmam Mansur, Şeyh Şamil sünni-
vatansever direnişinin  anti emperyalist mücadelesi,(1951 yılına kadar Sovyetler Birliği bu hareketi ilerici kabul etmiştir ki ileride Azerbaycan'ın bağımsızlığı yolunu açmıştır.) önemsenebilir.
Yine milli mücadelenin islami yönü ve Aziz Türk milletinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde ki anti-emperyalist milli duruşu savunulmaktan ve sahiplenilmekten geri durulmamalıdır.
Kaldı ki 2011 yılında ki Mısır ziyaretinde, sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın laikliği savunması, Arap dünyasında ve özellikle İhvan-i müslim de büyük tepki çektiğini unutmayalım.

Mısır'dan gelen ve Rabia işareti ile sahiplenilen İhvan-ı müslim hareketinin, “Balkanlar'da ki şanlı mücadeleler(Son Bosna Savaşı dahil) ve,Kafkasya'daki  islami referanslarla donanmış gururlu direnişlerlerin moral değerlerini taşıyarak  Anadolu Türklüğü potasında yoğrulan aziz milletimizle”, hiçbir ilgisi yoktur.
Mısır'da İhvan hareketine yapılan haksızlığa ve zulme karşı çıkmakla beraber,uluslararası arenada en fazla ”taktik bir değer” kabul görülen ihvan-ı müslim hareketinin,Aziz Türk milletinin önüne meşru islami ideolojik bir hareket olarak  sunularak halkımız arasında taban bulunulmaya çalışılması  doğru değildir. İzinde verilmemelidir. İleride El Kaide ve Daeş gibi militan örgütlerin halkımız arasında taban bulmasına neden olabilir.
Bununla birlikte dış politika gereğince argüman olarak değerlendirilmesini ayrık tutuyorum.
Milli manevi değerlerimizle uyuşmayan bu hareketin “ülke içindeki” “milletimize yönelik” faaliyetlerinin  milli menfaatlerimize aykırı olduğunu düşünüyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, ...

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlar...

İYİ PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANI SN SATUK BUĞRA KAVUNCU'YU ZİYARETİMİZ,

İstanbul  İYİ Parti il Başkanı Sn Saltuk Buğra Kavuncu'yu HUSİAD olarak  yöneticimiz Sn Hasan Tunaboylu,kurucumuz Sn Dr Dursun Çiçek, yöneticilerimiz,Sn Yusuf Bayrak  ,Sn Metin Gün,Dr Beyzade Özkahraman, Cahit Bahçeci,Temel Yıldırım,Adem Özdemir, Av Sandra İsabella Tarancı ,Av  Muhammet Yiğit ile ziyaret ettik... Sn Başkan Kavuncu İYİ Parti İl Başkanlığı'nın yerel seçimler hakkındaki çalışmaları konusunda bilgiler verdi, Bizde düşüncelerimizi aktardık. İl Başkanı Sn Kavuncu'yu il  kongresinde ki birleştirici çalışmalarından dolayı tebrik ettik. İl teşkilatı çalışmaları, Çin zulmune karşı Doğu Türkistanlılara verdiği destek, yerel seçimlerdeki gerek İstanbul İYİ Parti il teşkilatının gerekse ,CHPlilerin de takdirini kazanan özverili çalışması, eşsiz samimiyeti ve mütevaziliği ile Sn Kavuncu'yu,İstanbul'u anlamış; irfan ehli ,zihni pak, gönlü temiz ,Türk İslam milliyetçisi  İfrit yayanlara karşı korkusuz ,davasına inanmış ve davası  uğruna hayl...