Önümüzdeki yerel seçimlerde sadece belediye başkanları ve meclis üyeleri belirlenmeyecek,onun için seçim sonuçlarının arka planına daha geniş bir perspektiften bakmalıyız...
Mevcut “düzen” , “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” bağlamında yasal bir zemine oturtulmuştur.Bu sistemi getirenler malum olduğu üzere AKP ve MHP liderleridir.
Mevcut “düzen”i değiştirmek isteyenler de pek doğaldır ki muhalefet olması gerekiyor…
Peki muhalefet gerçekten de “mevcut düzen”i değiştirmek istiyor mu?
Sorusuna yanıt arayalım…
Şöyle düşünelim;mevcut düzeni savunanlar İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini kaybederse ne olur?
Halkın terk ettiğini herkes terk eder.
Önce bürokratlar, sonra içeride ve dışarıdaki tüm destekçileri...
Sivil toplum oluşumları ve medya iktidara karşı daha dik bir duruş sergiler…
Çözülmeler arttıkça AKP ve MHP'de övündükleri parti içi istikrar ortadan kalkar.
Sonunda “düzen” yıkılır ve cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kaldırılması için yol aranır.
İktidar,olacakları iyi hesap etmiştir ki “işi” şansa bırakmayacaktır.
İlk adım;Bahçeli , üç büyükşehir şehirde aday çıkarmayacağını ve “kim olursa olsun” AKP adayını destekleyeceğini ifade etmiştir.
İkinci adım ;AKP İstanbul için en uygun aday tercihinde Binali Yıldırım üzerinde uzlaşı kurmuştur.
Peki muhalefet bloku nasıl yol izleyecektir.
İstanbul için Muharrem İnce'nin aday gösterileceğine hiç ihtimal vermiyorum.İnce’nin CHP'nin başına gelemeyişinde, devlet ile arasında bir problem olduğunu düşündürüyor.
Nitekim kurultay için imzalar toplandıktan sonra bazı imzaların geri alınmasını rutin dışı görüyorum.
Kılıçdaroğlu zaten Muharrem İnce'yi adayı göstermeyecek…
Hürriyet gazetesinden bir yazar, Kılıçdaroğlu'nun İstanbul için Beylikdüzü belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nu düşündüğünü dile getirdi.
Kulislerde zaten bu isim geçiyordu…
İmamoğlu'nun Beylikdüzü'nü AKP'den almış olması ve ilçenin halktan rağbet görmesi onu kamuoyunda başarılı kılıyor.
En başa dönecek olursak asıl konu sadece belediyecilik değildir.
Binali Yıldırım gibi güçlü bir siyasetçinin karşısına İmamoğlu'nun aday gösterilmek istenmesinden ne hedeflenmektedir?
Teşbihte hata olmasın, başarılı bir ağır siklet boks şampiyonun karşısına hafif siklet bir boksörün ringe çıkarılması halinde müsabakanın sonucu ne olur?
Muhakkak ki müsabakanın sonucunda konuşalım diyenler olacaktır.
İş işten geçtikten sonra konuşmanın ne faydası olabilir....
Güçlü adaya karşı güçlü rakip çıkarılmalıdır ki yarış çekişmeli geçsin.Aksi halde mevcut "düzen"i iktidardan başka devam etmesini isteyenlerin de var olduğunu düşünmek zorunda kalacağız.
Güçlü aday kim olmalıdır?
CHP yerel seçimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Sn Seyit Torun,CHP'nin adayının CHP rozetini takmış olması gerektiğini ifade ettiğine göre, buradan partili aday gösterilmesi gerektiği sonucu çıkıyor...
Güçlü aday ,dini ve manevi değerlere hassas, devletin sivil ve askeri bürokrasisinin benimsediği , etnisite ile problem yaşamamış, ülke çapında tanınan ve siyaset yapmış, İstanbul'u çok iyi bilen, diğer muhaliflerin de canı gönülden kabul edeceği, bütünleştirici bir aday olmalı.
İleride Kılıçdaroğlu'na rakip de olmayacak ve böylelikle parti içi dengeleri de bozmayacak biri…
İktidarın devletle iç içe geçmiş olağanüstü gücüne ve havuz medyasının saldırılarına direnecek tecrübeye sahip olmalı...
Kriptosuydu, troluydu, itin , köpeğin caydıramayacağı bir aday,…
Yolsuzluklara adı karışmamış, devlet ve millet düşmanlarıyla sırıtır fotoğrafları bulunmayan biri...
Bütün muhalif kesimleri tek çatı altında toplayacak bir aday...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi için tüm bu şartları taşıyan en iyi aday tercihi, İstanbul milletvekili İLHAN KESİCİ'dir.
Unutulmamalıdır ki, MHP'nin üç büyük şehirde oy pusulasında ismi bulunmayacaktır. AKP nin içinde “düzen”den rahatsız olanlar da az değildir. Güçlü aday bu kesimlerden de oy alabilir.
Sonuç olarak iktidarın getirdiği “düzen”, Ankara ve İstanbul'u kaybetmesi halinde dağılır , eğer muhalefet, bu "düzeni" değiştirmek istiyor ise Ankara ve İstanbul'da rakibine karşı "güçlü aday" çıkarmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder