Ana içeriğe atla

KILIÇDAROĞLU VE MERAL AKŞENER NEDEN İSTİFA ETMELİDİR (2)


📌 Israrla Türkiye'nin en güçlü makamına talip olan Kılıçdaroğlu, Suriye PKK'sını ,yani YPG-PYD'yi kınamadı.En son devletin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu haklı olarak sordu ;YPG PYD terör örgütü müdür, değil midir?
 Kılıçdaroğlu sessiz kaldı.Meral Akşener ise devleti beraber yönetmek istediği yol arkadaşına tepki vermedi ve böylece ülkenin geleceği hakkında tedirginlik yaşayan seçmeni endişeye düşürdü.

📌 PKK ve PYD ; Kılıçdaroğlu ve millet ittifakı devlet yönetimine gelirse Türk bayrağı altında olmaktan gurur duyarız,silah bırakırız demedi. Aksine destek veriyoruz , bizim sayemizde seçilecekler dedi.
Akşener, Kılıçdaroğlu'nun yanına alıp devletin başına geçince ceza vereceğiz demedi. 
Kılıçdaroğlu HDP ile korkuttu.
Meral Akşener caydırıcı olamamıştır.
 Böylece gelişmeleri çok yakından izleyen halk ,millet ittifakının en büyük ikinci partisini zayıf görmesine sebep oldu.

📌 AKP , yasa dışı faaliyetlerini durdurduğu Hizbullah'ın yasal siyasete geçmesini sağladı. Hüda Par ismini alan Hizbullah Özellikle Sn Devlet Bahçeli'nin baskısıyla Türk bayrağı altına girmeyi kabul ederek devlete biat etti.Ayrıca milletvekilleri yemin ederse Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne diz çökmüş olacak.

📌 Cihatçı ideolojide devlet kurmuş Taliban dahi Allah'ın adını kullanmazken, Allah'ın Askeri ve Partisi adıyla hareket eden cihatcı Hizbullah ve yasal kolu Hüda Par ehlileştiren Sn Bahçeli ve Cumhur ittifakı cihatçı terör ile mücadele eden devletlerin takdirini kazanmıştır. Cihatçı terör tehlikesi yaşayan Türk dünyasında takdir görmüştür.
 Karşı yaka da ise Sn Akşener üst akılla hareket etmemiş sadece bilindik Hizbullah'ın geçmiş sözleri ile yetinmiş bu tutumu ise Devlet propagandasının da yardımıyla halkta PKK ile aynı safta olduğu inancına sebep olmuştur.

📌 PKK ile en sert ve kanlı mücadeleyi yapan DYP'nin geçmiş döneminde İçişleri Bakanı olan ve bu görevi ile her daim övünen Sn Akşener, tecrübeye ve devletin arşiv bilgisine sahip olduğu halde terörü ben bitiririm inancını oluşturamamıştır ve bunu politik olarak kullanamamıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, söz konusu hizmetle

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlara uygu

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması

Kasten yaralama suçlarında 671 sayılı KHK uygulaması Bir düşünür "İşkencenin en kötüsü, kanunla işkence etmektir." Derken çok haksız değildi. Son tahliyelerde farklı uygulamalar farklı yorumlar gerçekleşti.Bende kasten yaralama suçlarında denetimli serbestlik ve şartlı tahliye konusundaki düşüncelerimi paylaşmak gereği duydum. Kasten yaralama suçu TCK’nın 86 ,87 ve 88.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu suçun TCK 86 maddesinde düzenlenmiş halinde,hükümlünün koşullu salıverilmesi için ,671 sayılı KHK ya göre mahkum olduğu cezanın 1/2 sini cezaevinde geçirmesi gerekir. Hükümlünün denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için açık cezaevine çıkma hakkına sahip olması gerekir.Bu husus denetimli serbestlik indiriminden faydalanması için çok önemlidir. TCK 86 maddesinin cezası bir yıldan 3 yıla kadar hapistir.(86/1) Eğer mağdurun yarası basitse dört aydan bir yıla kadar hapistir.(Şikayete tabidir) Eğer üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe karşı ya da beden veya ruh bakımı