Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Kafkas derneğinden duyarlı bazı kişiler  yardımcı olmamı istediler. Araştırdım. Kabardey  Zaurbek Yuanov ve eşi Rameta Yuanov  en büyüğü 11 yaşında dört çocukları ile birlikte Binkılıç ve Selimpaşa da ki göç idaresi nezaretinde göz altında tutuluyordu.En az bir ay orada kalacaklar ve ardından Rusya’ya sınırdışı edilecekler. Zaurbek ve eşi Rameta’nın   dosyalarında  inceledim;parmak izleri alınmış her hangi bir olayla bağlantısı bulunmamış,emniyetin  suçla ilgili araştırma yaptığı kişilerle de bir ilişkisi yok.Geçmiste işlenmiş her hangi bir   suçları da  mevcut değil.Aranan şahıslardan değiller. Evlerini aramışlar hiç bir suç aleti veya kanıtı yok. Selimpaşadaki gözetim merkezi bayanlar için Haklarında her hangi bir şikayette bulunmuyor. Kan örnekleri alınmış her hangi bir bulaşıcı hastalığı yok. Rameta ve çocukların oturma izni var. Bu ailenin yaşam biçimi ve dünya görüşünde tehlike algısı oluşturacak hiç bir olumsuzluk bulunmuyor. Ekmeğinde,ticaretle uğraşan bir b

Bingöl Seyahatim...

"Dünyada çekilenler dünyada kalır. Gelmez sandığın sevinç vakti de gelir,  Geçmez sandığın sıkıntı mevsimi de geçer." Şeyh Galip... Bir dostumuzu ziyaret ettik... İstanbul'dan Bingöl'e aynı gün  gidip aynı gün gelmek için Diyarbakır havalimanına indik. Bizi arabasıyla karşılayan yerli rehberimiz Bingöl cezaevine götürdü.  Bu arada yollarda Diyarbakır'da bulunan güvenlik tedbirleri dikkatimi çekti. Diyarbakır'da polis zırhlı araçlarla devriye geziyor. Diyarbakır Bingöl yolu üzerinde kalekollar gördük. Ayrıca bir kaç tane güvenlik noktası vardı. Tam  teçhizatlı uzman askerler lüzum halinde yolda kontrol yapıyorlar. Benim gördüğüm kadarıyla vatandaşa saygılılar. İşlerini yapan ćizgideler... Cezaevi eski tip küçük bir yapı... Burada bazı avukat arkadaşlarla tanıştık. Anladığım kadarıyla Bingöl'de en fazla 180 tane avukat var... Bingöl cezaevindeki işim bittikten sonra Genç ilçesinde bir dosyaya bakmam gerekiyordu. Genç adliyesine gittim. Adl
Âdem (insan) dünya meydanına ayak bastığında, İlk olarak gam ve bela ile arkadaş oldu. İnsan içindir dünyanın belaları. Dünyada bela çekmeyen, adam (insan) olmaz." Fuzuli Metroda ki basit bir tartışmada hiç de istenilmeyen sonuçlara varan olayın ifade işlemleri için Bağcılar Çiftlik karakolunda beklerken...

Adana Ceyhan ziyaret...

Küçüklüğümde Ceyhan'da Konakoğlu mahallesinde kalmıştık. Yaşadığım ev çok büyük görünüyordu. Belki de 8,9 yaşlarında iken dünya çok büyük geliyordu... Evin içindeki koridordan Çıkıp Bu Kapıdan sokağa geçiyorduk. Bizim zamanımızda kapı sarı renkliydi,hatırladığım kadarıyla...  Resim yazısı ekle Bu Dut Ağacı bizim bahçenin sınırında içindeydi bir de Zerdali ağacı vardı o gitmiş galiba...
“Bazen vatan gurbetlenir gurbet de vatanlanırmış, Gel artık mâsiva yok, şimdi yurdum Tanrı yurdudur” Mehmet Akif Ersoy Resim yazısı ekle Samsung Terme'den 10 kilometre sonra Karadeniz yolunda...
“Dünya bahçesinin hem sonbaharını, hem de ilkbaharını görmüşüz; biz sevincin de gamın da zamanını görmüşüz.”Nabi” Yaşamda olaylar hakkında kesin olarak “nedeni şudur” denilecek bir sebep bulmak neredeyse imkansızdır. Çünkü yüce yaratıcı“o, her gün yeni bir tecellidedir”  emrettiği için bir defa tecelli  ettiğinde ikincisini tekrar kılmamıştır. Allah'tan ne gelirse kabul etmek gerekir Kampüs ıssız kervan geçmez bir yerde. Yakındaki marketi de olmasa tekin bilgiler bile değil Şairin dediği gibi alem keder tufanı ile kaplanmıştır.Fakat keder gemisi şarap dolu olup Nuh'un Gemisi gibi bizi bu sıkıntıdan kurtarır

KOVUŞTURMA VE İSTİNAF AŞAMASINDA TUTUKLULUK İNCELEMELERİ...

Bugün bütün günüm İstinaf mahkemesinde geçti... Ceza mahkemeleri kovuşturma  aşamasında (iddianameyi kabul ettikten sonra ki süreç) tutuklu işlerde en geç 30 gün süreyle tutukluluk incelemesi yapmak zorundadır. Uygulamada özellikle ağır ceza mahkemeleri iş yükü çok yoğun olunca uzun bir ileri tarihli duruşma günü verir araya  30 günü geçmeyen inceleme günleri vererek dosya üzerinden  dosya üzerinden  tutukluluk durumunu inceler. Uygulamada mahkeme duruşma günü tutuklama hakkında gerçek kararını ortaya koyma eğilimi gösterir. Gerek tutuklama incelemesinde ki  gerek duruşma günü verilen tutukluluk devamı kararlarına itiraz hakkı vardır. Hiçbir mahkeme haksız yere bir kişiyi tutuklu kalmasını istemez.(Fetocular hariç).Mantıklı bir savunma ve sağlam delilerle bazen insani durumlar(hastalık yaşlılık ve vb) mahkeme tahliye kararı vermekten çekinmez… Tutuklu hakkında mahkumiyet (tutuklu)verilir ve karar  istinafa tabi olursa istinaf ceza mahkemesi ilk etapta tıpkı yargıtay gibi ha
SOSYAL MEDYADA HUKUKİ VE CEZAİ  SORUMLULUK ÖRNEKLERİ Sosyal medya da sahte bir sosyalleşme ortamı oluştu.Kişiler yüz yüze iletişim kuramadığı için  insanların kontrol duyguları zayıfladı. İşte bu noktada sosyal medya kullanıcıları yaptıkları yorum ya da paylaşımlarında suça  ya da tazminata muhatap olmamak için dikkatli olmaları gerekmektedir. Örneklerle yola çıkacak olursak; Paylaşım veya yorumlar bazı durumlarda siyasi bir konu ve içeriği  terör örgütü propagandası sayılabilir.  Bir öğretim görevlisi, terör örgütleri İŞİD ile PYD arasındaki Aynl Arap( Kobani ) ele geçirme mücadelesinde, PYD ve YPG'lilere ait 15 adet fotoğrafı paylaşması sonucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan  açılan davada o dönem ki PYD ve YPG’nin terör listesinde olmadığı savunmasıyla beraat edebildi.(2 ye 1 oyla) “ Biji serok “ sözü yargıtaya göre TCK nın 215 maddesindeki daha az ceza gerektiren suçluyu övme değil, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünü
" Mana arsasında savaşılacak kişi mi kalmadı, bir iki hamle yapınca meydana bin tane kahpe çıkar.”    Nefi Değerli arkadaşlar,sosyal medyada bir çok paylaşımda, Fetö iltisakı nedeniyle devletten ihraç edilenler,tekrar göreve dönmek için   çok yoğun bir şekilde   mağduriyet propagandası yaparak  tekrar görevlerine geri dönüyorlar. Belirtmek  isterim ki bir çoğumuz gibi 15 Temmuz gecesi İstanbul da Vezneciler ve Vatan emniyet tarafındaki  yaşanılan olaylara yakından şahit oldum. Korkunç bir tabloydu.  O gece uçaklar alçaktan uçuş yaptılar, ses bombaları atarak tüm İstanbul halkını korkutmak istediler. Kurşunlar havada uçuştu. Beklediklerinin tersine halk sokaklara dökülerek unutulmayacak bir direniş gösterdi. Şehit düşenler oldu. Gaziler verildi. İşte bu atmosferde Kafkasyalı mücahitlerin, Suriyeli mültecilerin iltica idosyalarına bakarken dinlediğim  “Rus ve Suriye uçakları mahalle mahalle evlerimizi yıkıyor ailelerimizi öldürüyor.Amerikalılar hava araçları ile bizi vuruy
Yazık olur sana, şah olarak gönderildiğin dünyada, dilenci pozisyonuna düşmeyesin.Şeyh Galip

"Allah’ım Ne Muazzam Zaferdi O!”

Mehmet Akif'in 30 Ağustos, Büyük Taarruz Zaferi  için söylediği sözdür. Akif  cami ile cephe arasında sağlam bir bağ kurarak Kurtuluş Savaşına büyük  bir destek verdi. O zamandan bugüne  Yunan’ın denize dökülmesine üzülen milli mücadeleyi küçümseyen   itler,  "Ölüm gibi Akif'in üzerine çullanarak ona dalarlar" Bugün Büyük Taarruz'u küçümseyenler geçmişte Yunan Papulus’ın destekçileriydi. Batı’lılar, hiç ilgisi olmadığı halde  antik Yunan medeniyetinin  , Batı  emperyalizmine     ideolojik dayanak olması için Osmanlı'dan kopararak bugünkü Yunanistan'ı     kurdular. Unutmayalım,müslümanlar,İspanya'dan 700 yıl, Balkanlardan 600 yıl sonra çıkarıldı.  Sıra Anadolu'ya gelmişti. Hristiyan orduları Endülüs'ün güneyine kadar ilerleyerek Ceyyan  şehrini aldığında müslüman  şair Ebu El  Ceyyani üzüntüsünü şöyle dile getirmişti; "Sizden ayrılıyorum Ceyyanım, sizden ayrılıyorum. Gözyaşlarımı inci taneleri gibi saçıyorum, Ben sizden ayrı