Ana içeriğe atla

ERMENİSTAN BAŞKALARININ JEOPOLİTİK OYUNCAĞI HALİNE GELDi

 

Türk diploması tarihinin en önemli yenilgisini Erdoğan döneminde aldık.

 Türk Devleti'nin resmi politikası 1915'te yaşanılan olayları Ermeni soykırım olarak tanımamak - bu konu tarihçilerin meselesidir-üzerine kuruludur.

Birkaç gündür ABD basınında, ABD başkanı sıfatıyla Biden'in Ermeni soykırımını tanıyacağı yönünde haberler çıkıyordu.

Biden başkan seçildikten 3 ay sonra ilk defa cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü ve ona telefonda Ermeni olaylarını " soykırım" olarak tanıyacağını söylediği belirtiliyor.

Halbuki bu zamana kadar ABD meclisinde ve kamuoyunda Ermeni ve Rum lobisi ne yaparsa yapsınlar- kongre ve eyaletlerde bazı küçük başarılara karşın-asıl bağlayıcı olan ABD başkanlarına " soykırım"ı kabul ettiremediler.

Öyle ki Ermenistan yılarak artık Türk kuşatmasını kırmak için soykırım iddiasından vazgeçmeyi ciddi bir şekilde tartışmaya başladı.

  Türkiye'nin jeopolitik konumuna bakarak, ABD'nin soykırımı tanıması mümkün değil diyordu. Türkiye Nato'daki aktif konumundan, Kürecik Radar Üssüne, İncirlik üssünden Avrupa ve Asya' geçiş alanı geniş hava sahasına kadar ABD'ye halen faydalı olan bir ülkedir. Ayrıca ABD Afganistan, İran ve Suriye'deki askeri ve diplomatik çabalarda işbirliğine ihtiyaç duyulan ve NATO üyesi olan Türkiye ile ilişkilerin gerilmesinden endişe duyuyordu.

Obama bu gerçekler ışığında -oldukça yüksek iç tepkilere rağmen 1915 olaylarına "soykırım" değil "Büyük felaket" dedi.

Tüm bunlara karşın, önceki başkanlardan farklı olarak Biden, Türkiye'nin devlet politikası "kırmızı çizgisi"ni hiçe sayarak 1915 olaylarını soykırım olarak nasıl tanıyacak?

Tarihi perspektifte,Osmanlı'dan bu yana devlet ;Türk devletinin ve milletinin düşmanlarını aynı ittifak içinde tutmamak üzerine strateji kurar. Venedik'e karşı Ceneviz- Bizans-katoliklere karşı ortodokslar- Martin Luther'e destek-Rusa karşı İsveç-

Napolyon'un Mısır işgaline karşı İngilizlerle ittifak kurmuş. Hatta Kavalalı'ya karşı Ruslarla ittifak kurmuş, gerektiğinde kapitülasyonlar dahil ödünler vermekten çekinmemiştir.Örneğin büyüyen Celali isyanlarını bastırmak için Avusturya ile savaşa son vermek gerekiyordu, yapılan anlaşmada İmparatorun padişah ile protokolde eşit olacağına dair madde eklenmiştir. Kırım Savaşı'nda Ruslara karşı Fransa, İngiltere ve Sardunya ile ittifak kurabilmiştir.

Bu politika çok nadir başarısız olmuştur-300 yıl önce 1683 Avusturya, Polonya Venedik Rusya haçlı ittifakı-

Erdoğan yönetimi döneminde ise Türk devletinin düşmanları İsrail, Körfezin kabileci Arapları, Rumlar ve Ermeniler hatta PKK'lılar imkansızı başararak bir araya geldiler ve Türkiye karşı sağlam bir ittifak kurdular.

Bunları ise birbirine yaklaştıran Erdoğan yönetiminin politikalar oldu.


Batı blokunun amiral gemisi ABD. AB ise onu takip edecektir.

Bu gerçeğe göre politika ürettiler.

Biden dönemi onlar için uygun bir zaman ve zemindi.

Biden, önceden bu yana -44 yıl- Türk karşıtı olduğunu hiç gizlemedi.

Adaylık sürecinde Ermeni lobisine "soykırım"ı tanıyacağına dair vaatte bulunmuştu.

Ayrıca Biden son derece sıkıntılı biri; ilk eşi trafik kazasından çocuğu ile beraber öldü, bir oğlu kanser nedeniyle intihar etti ,en son Ukrayna'da yolsuzluk ile anılan küçük oğlu kokainman olduğu için ordudan atıldı ve abisi öldükten sonra yengesiyle beraber oldu,Biden bunu kabul etti.

Biden,15 Temmuz darbesinden bir ay sonra Türkiye'ye geldiğinde bir AKP retoriği olarak havalimanında kendisini "vali yardımcısı" karşıladı. "Şanlı" Sabah gazetesinin İngilizce versiyonu bu ziyareti " boş yere Türkiye'nin zamanını alan ziyaret" olarak manşete taşıdı.

Bu durum ABD basınında geniş bir şekilde yer alarak alay konusu oldu.

Tüm bunları Biden not aldı.

Biden geçen yıl ABD televizyonunda, Erdoğan'ın demokratik yollardan iktidardan düşmesi için mücadele edeceğini söylemişti-Erdoğan'ın Trump'a verdiği bariz desteğe karşı-

Ayrıca Biden ve ekibi,ABD devlet politikasına getirdiği yeni anlayışla;-Trump'tan ayrık olarak- ABD'nin demokratik normları teşvik etme konusunda insan haklarını ihlal eden otokratlara karşı"daha büyük bir güçlü mesaj " vereceğini deklare ettiler -Kuzey Kore'den Kim Jong Un, Rusya'dan Putin,Erdoğan ve diğerleri-

Yine de, Biden, ABD'li gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı öldürmek veya yakalamak için bir operasyonu onayladığına dair ABD istihbarat bulgularının yayınlanmasından sonra bile, Suudi Arabistanlı veliaht prens Selman'a karşı doğrudan harekete geçmediği için eleştirilerle karşı karşıya kaldı.

Türkiye karşıtı ittifak demokratların hassas noktası "insan hakları" üzerinden Biden 

Erdoğan" ilişkisini yönlendirmeye " ve Türkiye'ye baskı kurmaya karar verdiler.

Uluslararası bir insan hakları gözlemcisi olan Freedom House, siyasi ve medeni hakların kötüye kullanılması ve İnternet özgürlüklerinin reddi karşısında Türkiye'yi “kısmen özgür” den “özgür değil”e düşürdüğü açıklamasını da not aldılar.

Geçen hafta başı Demokrat ve cumhuriyetçilerden oluşan 100'den fazla senator ve temsilciler meclisi üyesinin imzaladığı ve Kaliforniyalı Demokrat Schiff'in öncülük ettiği mektupta "Sizi taahhütlerinizi yerine getirmeye ve doğruyu konuşmaya çağırıyoruz" diye Biden'e yönelik kamuoyuna açıklamada bulundular.

ABD, Erdoğan'ın gücünün azaldığını ve Türkiye ekonomisinin zarar göreceği için Türk liderinin tepkisinin düşük kalacağına inanıyor.AKP'nin ilk seçimini kazandığında 2002'de iki lira, bir ABD dolarına işlem görüyordu; bugün bir ABD doları sekiz Türk Lirasını geçti.

ABD devlet bürokrasisi istese önceden yaptıkları gibi Biden'i da kararından geri çevirebilir.

Ancak yapmayacaklar.

Aslında Ermenistan veya Ermeni halkını da düşünmüyorlar sadece Ermenileri jeopolitik oyuncak olarak görüyorlar;

Suriye, Irak ve Libya'da Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail ile açık bir çatışma riski:taşıyan Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki doğalgaz iddiaları,CAATSA yaptırımları S 400 Rusya bağlantılarına karşı,

Soykırım tanımasını Türkiye'ye karşı bir yaptırım olarak görüyorlar, ancak İsrail-Rum Ermeni-PKK ittifakı için bu yeterli değil, onlara göre mevcut tüm seçenekleri gözden geçiririlerek yeni yaptırımlar da uygulanmalıdır.

Örneğin ABD Küresel Magnitsky Yasası kapsamındaki mevzuatın gücü, Türkiye'nin istihbarat teşkilatı ve savunma bakanlığındaki görevlilerini de kapsayacak yaptırımlar uygulanmalıdır diyorlar.

ABD kamuoyunu etkilemek için şöyle açıklıyorlar başkan Biden, Türkiye'de rejim değişikliğinden ziyade, ABD'nin değerlerine sahip çıkmalı ABD-Türkiye ilişkisinin uzun vadeli değerine bakmalı- bunun için İnsan hakları ihlallerine karşı duruş sergilemeli ve tüm insanlar için demokratik özgürlüğü savunmalı, bu Amerika Birleşik Devletleri'nin asla terk edemeyeceği iki konumdur - hangi ülke tartışma konusu olursa olsun- dost ya da düşman-

Bu şekilde Erdoğan üzerinden ülkemize ciddi yaptırımlar uygulamak istiyorlar.

Milletimiz büyüktür, her türlü zorlukla mücadele eder.

Ancak 300 yıl sonra tüm düşmanları aynı safta birleştiren ve 1915 olaylarının ABD tarafından soykırım olarak tanınması halinde böylece milletimize ağır bir diplomatik yenilgi yaşatan Erdoğan ve yönetiminin de vereceği bir hesap olmalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ.

KOYBOLMAYA YÜZ TUTAN ODABAŞILIK MESLEĞİNİN SON TEMSİLCİLERİ...  Karaköy Bankalar Caddesi nin her iki tarafı  ihtişamlı binalarla çevrilmiş. Eskiler hanları yaparken küçük esnafı düşünmüşler. Kira ve aidatlarda esnafın ödeyebileceği şekilde düzenlenmiş...  Eski tarihi hanlar yenilenerek ya bankaya ya da otele dönüşüyor... Hanların içindeki onlarca dükkanda zaman içinde başka yerlere taşınacaklar. Mağdur olacaklar... Hanlar kapanınca odabaşılar daha büyük problem yaşayacak. Çünkü onların iş alanları bitecek. Odabaşılar hanların temizlik ve güvenliği ile yönetiminden sorumludur.Buna mukabil kira ücretinin bir kısmını gelir olarak  kendisi toplar. , Yargıtay uygulamasında, odabaşılık kat mülkiyeti sistemine geçilmemesi nedeniyle yönetici ve kapıcısı bulunmayan işhanlarında, bunlara ait görevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir meslek olarak nitelendirilmekte, odabaşılarının yaptıkları bu hizmetler karşılığında belli bir miktarda ücrete hak kazanacakları, söz konusu hizmetle

KANUNİ KADİM...

BBP İstanbul İl Başkanı Sn Yaşar Sayan'ı ziyaret etme imkanı bulduk. Osmanlı Devleti'nin aydınları; Gelibolulu Mustafa Ali Katip Çelebi,Hasan Kafi,  Koçi Bey , Naima ve Cevdet Paşa ;devletin çöküşünden toplumun tüm katmanlarını sorumlu tutarak gerçekçi davranmışlardır. Onlar  devletin ve toplumun çöküşünü kaderde aramadılar. "İnsansız mülk olmaz" prensibi ile hareket ettiler... Düşüncelerini çekinmeden açıkladılar,devrin kudretlilerine yazılı rapor olarak sundular... Osmanlının Kanuni kadimi açıklayan  önemli ilkesini, emanetlerin ehline verilmemesinin devletin çünkü şu hızlandıracağını ifade ettiler. Düzenin bozulmasında ki en önemli sebeplerden birinin de aşağı (edani) kimselerin yüksek makamlara getirilmesi  görüldü... Atanan idarecilerin  işlerinde ciddiyetsiz olduğunu ve sadece bugünü düşünüp yarına fazla bakmayan kişiler görev aldığını belirttiler... Halka kaldıramayacağından fazla yük verilmesinin yanlışlığına vurgu yaptılar. Örfi kanunlara uygu

İYİ PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANI SN SATUK BUĞRA KAVUNCU'YU ZİYARETİMİZ,

İstanbul  İYİ Parti il Başkanı Sn Saltuk Buğra Kavuncu'yu HUSİAD olarak  yöneticimiz Sn Hasan Tunaboylu,kurucumuz Sn Dr Dursun Çiçek, yöneticilerimiz,Sn Yusuf Bayrak  ,Sn Metin Gün,Dr Beyzade Özkahraman, Cahit Bahçeci,Temel Yıldırım,Adem Özdemir, Av Sandra İsabella Tarancı ,Av  Muhammet Yiğit ile ziyaret ettik... Sn Başkan Kavuncu İYİ Parti İl Başkanlığı'nın yerel seçimler hakkındaki çalışmaları konusunda bilgiler verdi, Bizde düşüncelerimizi aktardık. İl Başkanı Sn Kavuncu'yu il  kongresinde ki birleştirici çalışmalarından dolayı tebrik ettik. İl teşkilatı çalışmaları, Çin zulmune karşı Doğu Türkistanlılara verdiği destek, yerel seçimlerdeki gerek İstanbul İYİ Parti il teşkilatının gerekse ,CHPlilerin de takdirini kazanan özverili çalışması, eşsiz samimiyeti ve mütevaziliği ile Sn Kavuncu'yu,İstanbul'u anlamış; irfan ehli ,zihni pak, gönlü temiz ,Türk İslam milliyetçisi  İfrit yayanlara karşı korkusuz ,davasına inanmış ve davası  uğruna hayli zahmet çekme